TÜRK GELIN ( 13 )
….......
Güc bela da olsa, Önder´in Almanya´daki calistigi
radyonun gönderdigi fax ve özel
kagitlarla Pervin´in elindeki basvuru formlari nihayet teslim alinmisti. Pervin,
en azindan basvurusunun yapildigi, bundan sonra bir tek beklemesi gerektigi icin;
rahatlamisti.
Simdiden sonra, ziyaret etmekte oldugu Önder´in ailesinin kötü
davranislari artik, Pervin icin daha az yaralayici idi.
Neyse ki, yüksek sezona girildiginden olacak, artik Pervin´in
ucuslari daha siklasmis ve bu nispetten yurt ici ve yurt disi yatilarida
cogaldigindan, biraz kafa toparliyabiliyordu. Ama, her ziyarette kayinvalidesinin
süpheci ve igneleyici laflari Pervin´i neredeyse kusturacak nitelikteydi.
Türkceyi pek cok bilmedigini söylese de, epey seyi de söyleyebildigine, hayretti
dogrusu. Bir de iyi bilse ne söyleyecekti acaba. Bazen, ucusu ile ilgili
soru sordugunda ayni soruyu 3-5 kez farkli zamanlarda soruyordu. Sanirim, cevabin
farkli olmasini umuyordu." Bu giyiminizi; gittiginiz heryerde mi giyiyorsunuz "gibi
sacma soru da soruyordu; baska sey demek istercesine. Tuhaf kadindi dogrusu,
utanmadan derdi:“ Sizin yasinizda bir yanlislik olmasin, benim oglum genc; siz
bayagi büyük duruyorsunuz „ Ya da “ Siz nasil hostes oldunuz benim kücük
kizlarim dahi sizden cok güzel? „
Pervin
üzülse de bu ibarelere, gayet sakince dinleyip cevaplamisti. Yasi icin,
kayinvalidesine cevap olarak:“ Umarim gercekten dediginiz gibi oglunuz genctir,
benden. Lakin, degil benim nüfus kagidim hatta Annemin ve benim dogum sonrasi
hastahaneden taburcu edilisimizin kagidi var evde;gerekirse gösterebilirim; ama
siz yetiskin biri, hemde hemsirelik yaptiginizdan bunun gereksizligini
anliyorsunuzdur. „ diye cevaplar.Cünkü, Önder dahi, yil haricinde hangi ay ve
günde dogdugunu bilmemektedir. Anne Babasi tarih söz konusu
olunca tartisiyorlardi. Annesi, Önderin dogdugunda "hava sicakti "derken babasi"
yok kurban bayrami yeni bitmisti" derdi.Kisacasi Önder´in pasaportunda yazili ay
ve gün iltica ettiklerinde kafadan yazilmis rakamlardi.Diger soruya ise
Pervin,“ Kizinizi güzel bulabilirsiniz ama hostes olmak icin maalesef güzellik
yetmiyor. Yoksa her taraf güzel kiz dolu yoksa neden hepsi kabin memuru degil.
Ama her ne kada;r benim bu görevi yürütmemden memnun görünmesenizde kiyaslamaniz
bile kizinizi hostes olarak görme egiliminde oldugunuzu gösteriyor; buna sevindim dogrusu. Umarim
ilerde görüsürüz, ayni camia da „diyerek yanitlamisti.
Pervin,
baska sartlarda belki bu sorulari kaale bile almazdi ama kayinvalidesi onun
sessizligini bir acizlik olarak algiliyor olmaliydi.O ise, ufak tefek seyler
yüzünden tartisip, hatir kirip yüz göz olmak istemiyordu. Ama bir yerde, o da
gencti ve de kibarca da olsa, haddini bildirmesi gerekiyordu. Cünkü anlatmasi
gerekiyordu kayinvalidesine. Pervin, bu hareketiyle“ Yalandan essek oluyorsam
sebebi var. „ demek istemisti ayni onun gibi kinayeli konusarak.
Aradan 2-3 ay gecmis ve bir gün sevindirici haber gelmisti.
3 ay icinde olsa Turist vizesi cikmisti nihayet. Önder ise Cin´e 1-2 arkadasiyla
ticarete giden babasina ulasmis haberi vermisti. Aradan gecen bir hafta sonra,
Türkiye´ye dönen bir arkadasi araciligi ile babasi "artik dügün yapilsin en gec 15 güne kadar oradayim: " diye haber
göndermistir. Bunun üzerine, Önder alel acele birkac gün icerisinde Istanbula
gelmisti; dügün icin hazirliklari yapmak icin. Zaten, annesi istemediginden
bilmez ayaklarina yattigi belli idi. Hep kalbinden rahatsiz oldugunu öne
sürüyordu. Bu acikca bir mazeretti .Kimse ondan saatlerce disarida yürüsün
istemiyordu; hatta evden ayrilmasina bile gerek yoktu. Bir büyük olarak
düsünebilir, konusabilirdi. Ama yine de bu isi Pervin ve Önder üstlenmis;
bildikleri, akil edebildikleri kadari ile hazirliklari yapmaya calisiyorlardi.
Pervin ´in ailesi durumu sezmisti. Babasi“ Kizim birakin o zaman biz
ilgilenelim“,dese de Pervin kabul etmez. Gerekcesi de sudur:“Baba birincisi, her dügünde taraflar mutlak bir eksik
bulur sikayet edecek. Adamlar karismaz, ama sikayette dili cikar ben sizin
böyle bir sey altinda kalmanizi istemem. Ikincisi, onlar ilgilenmiyor, sen ve
annem üstlenseniz onlar yan gelip yatacak gerek yok buna. Benim yüzümden siz
stresse girmemelisiniz. Zaten Önder ile birlikte yapiyoruz birseyler.
Zorlandigimizda bize fikir verirseniz, en büyük yardim babacigim. Zaten Istanbul
cok büyük. Bizim bile basimiza yumurta koysalar, pisecek hale geliyoruz bu genc
halimizle. Herkesin seferber olmasina gercekten lüzum yok, sen tasalanma „ der.
Ve söyle de ekler:
Babasinin“kizim siz gencsiniz, parayi gereksiz ve bol
keseden harcar pazarlik yapamazsiniz „ demesine ragmen. Pervin yine babasina:“ Önder´in de parasi var;
benim de yeterince param birikti. Para sorunumuz yok; hem ne kadarina yeterse, o
kadarlik dügün olsun babacigim. Cok klas olmasi gerekmiyor, yeterki davetliler
memnun ayrilsin kafi” deyip babasini teskin etmistir. Zaten, Pervin ailesinin
kendisine takacagi altinlara, dügün Istanbul´un diger yakasinda olacagi icin
davetliler icin tutulacak otobüse varana kadar önceden düsünüp hepsini satin
almis veya ödemistir. Karar vermistir. Babasina bir kurus harcatmayacaktir.
Ayni sekilde, Önder de kendi ailesinin yapacagi harcamalari
üstlenmistir. Böylelikle 2 ailede maddi olarak bu dügünden etkilenmemislerdi.
Hatta dügünden sonra el öpmeye geldiklerinde, Pervin Babasina bankada
biriktirmekte oldugu duty free paralarini ki 3 ayri hesapta idiler: Dolar, Sterlin ve DM olarak. Babasina“ Babacigim, benim
bilmedigim, bana söylemedigin harcamalarin olmustur. Bilemiyorum bu hepsini
karsilar mi; ama kalan bütün param bu, bankadan cektim. Karsilamazsa da, simdilik
hakkini helal et Baba „ diyerek babasina uzatir. Babasi almak istemez.“ Kizim
sen evlisin artik orada bu para size lazim olur „ diyerek yine red eder. Lakin
Pervin” Baba bu benim param. Hem Önder benim param icin evlenmedi ya, zaten
karisiysam bundan sonra bana bakmakla yükümlü " demisti. Gerci, Önder´in ailesinin
kendisine yasattiklarina sitemle demisti bunu. Böylelikle, babasina zorla parayi
almaya ikna eder. Pervin yalnizca Almanya´ya gittiklerinde kendilerini Köln´den
kalacaklari sehre götürecek olan tren masraflarini karsilayacak kadar para
ayirmistir.Önder´in dügünden dolayi tamamen parasi bittiginden bir kurussuz
döneceklerdi ilk evlerine.
Babasi, Pervin´in bu hareketinden dolayi pek memnun
kalmis, gurur duymustur. Bu memnuniyetini de Pervin´in pek arzu etmedigi bir bicimde diger kardeslerine
aktarmistir:“ Ondan baska ikiniz de akil edemediniz böyle bir seyi. Ikiniz de bana
durmadan masraf getirmekten baska bir ise yaramadiniz.“ diye Abla ve Agabeysine
söyledigini Annesinden ögrenmis ve de cok üzülmüstür.
Evet, Babasinin her seferinde biriktirdigi paralari, önce
kizinin sonra, oglunun dügün masraflariyla harcanmisti.Simdi ise, biraz
biriktirebildigi parasini Pervin Babasina harcatmamasi gerektigini; cünkü ev
kuracaksa bu kendi imkanlariyla olmali fikrinde oldugundan bunu yapmamisti,
yaptirsa ayiplardi kendini cünkü. Emeklilik parasiydi o Anne ve Babasinin. Ne
sekilde olursa olsun, hakki yoktu buna. Calisiyordu, parasi vardi. Adetler böyle
diye, herseyi babasina yikamazdi.
Annesinden isitmis olduklarina, kendisi icin memnun olsa da kardeslerinin haksiz
yer suclandigini düsünmüstü. Cünkü, evlendiklerinde onlar Pervin´le ayni
sartlarda degillerdi. Olsalar zaten, Pervin´den farkli davranmazlardi. Babalari
bosuna üzmüstü onlari.Pervin ´in Ablasi
daha kücük evlenmisti, eside daha üniversite ögencisi oldugu icin Pervin´in
Babasi onlara destek cikmisti hep. Oglunun evliliginde ise oglanin yasi geldi
deyip; alel acele güzel bir kiz bulup, memleketten görücü usulü ile evlendirilmisti;
ki daha para biriktirmeye firsati olmamisti genc delikanlinin. Delikanlinin
ilk isi, ilk maaslariydi daha.
Pervin'in yaşadıkları insanı üzüyor. Lakin kendi parası ile bir şeyler yapma arzusu takdire şayan bir davranış. Önder'in ailesine ise gerekeni Pervin zaten söylemiş. Farklı bir yaklaşımda bulunmak gereksiz. Türk aile yapısı bağlamında geleneklere uygun davranışları sergilemek bile paraya bağlı bir şey. Pervin'in genç yaşta evlenmek için para biriktirmesi ders alınması gereken bir davranış. Her insanın(çalışanların) mutlaka bu davranışı örnek almaları gerekir. Yazıda dile getirilenler yumuşak bir iz özelliğinde görünse de aslında "sert" bir eleştiri söz konusu. Pervin gerek Önder'in ailesini ve gerekse kendi ailesini(para konusunda babasının kardeşlerine söylediği sözler nedeniyle) eleştirmesi yazında anlatılanların objektifliğini düşündürür okuyucuya. Pervin yaşadıklarını tüy hafifliğinde anlatıyor. Anlatıyor mu yoksa halen yaşıyor mu geçmişi tam belli değil aslında. Hafızasının bir yerlerinde hala o günlerin bıraktığı derin izler seziliyor anlatımda. Sonuçta Pervin hafif bir gülümseyişle hem kendi ailesine hem de Önder'in ailesine (para harcatmamak)sesleniyor gibi.
YanıtlaSilYorum okuyucunun algısına göre değişir. Ve gerçekte ise yazılanlar okuyucunun anladığıdır.
Saygılar.
Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Geçmişin ayak seslerini hiç unutmadan mutlu bir gelecek dilerim Pervin'e tüm yaşamında.
Efendim bu denl harika yorumunuz beni ziyadesiyle onure etti; bilmis olun. Pervin o sekilde davrandi cünkü ailede kalan bekar cocuk olarak evdeki konusmalara Anne babanin maddi endiselerine birebir sahit oldugundan, adetlerimizi kiyaslar olmustu bu gercek.Maksat gencleri evlendirmek olmamali; onlara önce ayaklari üzerinde durabilecek olmalarini saglamak olmali. Yoksa aileye yeni bir mutsuz bir fert daha katmaktan baska birse olmaz bu. Efendim dediginiz gibi yorum okuyucunun algisina aciktir elbette ve onlarin anladigi kadardir. Umarimben de biraktigi ictenligimi ama bana getirdigi pismanligi yeterince nakledebilmisimdir yazimla. Güzel dilekleriniz icin minnettarim. Sizede icniz gibi bir hayat diliyorum. Hürmetlerimle
Sil