21 Nisan 2013 Pazar

ENVER PAŞA'DAN MUSTAFA KEMAL'E MEKTUP

"Anadolu Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine: 16 Temmuz 1921 Moskova"

Muhterem Paşam!
Yusuf Kemal ve Rıza Nur Beyler Moskova'da iken, Berlin'den avdetimde gerek bunlara ve gerekse Ali Fuat Paşa biraderimize hariçteki mesaimizi ve size yazdığım mektupta ve gönderdiğim nizamnamede ve programla da izah ettiğim veçhile hariçteki tarzı mesainin memlekette bir fırkaya istinat etmesi lüzumunu bildirmiştim.

Bu sırada ise gerek Rus doktorları ve gerekse bizim doktorların muayenesi neticesinde veremin başlamış olduğu, Halil Paşa'nın memlekete gitmesi ve havası mutedil bir yerde oturması cümlece muvafık görülmüş, bu sebeple hareket etmişti. Kendisinin hareketinden sonra gelen mektupla ailesinin Taşkent'e gitmek üzere Trabzon'a geldiği, mamafih kendisi oraya çağırıldığı, Fuat Paşa bir akşam Afgan Sefaretinde Halil Paşa'nın Anadolu'dan gelecek iznini beklemesini söylemiş olduğunu anlatması üzerine, anlayamadığım tuhaf bir vaziyet karşısında bulunduğumu hissettim.

Halbuki size yazdığım telgrafa rağmen Avrupa'da İttihat ve Terakki manevrası başladı diye üzerimize yükleniyorlar. Biz buradan ve sonra da siz Bolşeviklerle münasebette bulundunuz diye, memleketten çıkmasında ısrar edilmiş...O da ailesi geldikten sonra yola çıkmıştır. Sonra bunu müteakip Küçük Talat Beyin tevkif ettirilerek çıkarılmış olduğunu buraya gelince anladım. Biraderim Nuri Bey'in de Erzurum'da kalebent edildiğini öğrendim. Her şeyi size açık bildirdiğim halde akraba ve arkadaşlarımın bu muameleye maruz olmalarını doğru bulmuyorum. Binaenaleyh size bir kere daha vaziyeti ber vechi ati izah etmeyi muvafık buldum.

1- Memleketten çıkınca, ben Kafkasya'da kalmalarını İzzet Paşa Kabinesi vasıtasıyla temin etmiş olduğum kuvvetler yanına gitmek ve diğer arkadaşları hariçte bularak siyaseten çalışmak ve dahildeki arkadaşlar üzerine düşmanlarımızın hücumunu kısmen tahfif etmek için meclisi umumi kararıyla çıktıklarını biliyorsunuz.
2- Ben Kırım'da kalıp Kafkasya'ya geçmeye uğraştım. Birçok tehlikelere rağmen muvaffak olamadım. Sonra Berlin'de bulunan arkadaşlar ile görüşmek üzere Talat paşa merhumun arzusu üzerine oraya gittim. Müzakereler neticesi o anda Anadolu'ya imdadın ancak Rusya'dan geleceğini anlayarak Bahattin Şakir bey ile Rusya'ya hareket etmiştim. Halbuki bir sene zarfında iki defa tutulup beş ay hapsedilmiş ve altı defa tayyareden düşmek suretiyle nihayet Moskova'ya geldim.
Halbuki son mahpusiyetim zamanında kararlaştırdığımız veçhile Moskova'ya başka tarikle gelen Cemal Paşa ve arkadaşları bu sırada Moskova'ya gelmiş olan Halil Paşa ile birlikte Anadolu'ya yapılacak yardımı temine çalışmışlardır. Verilen karar bir taraftan bunu temin ile beraber İngiltere'ye karşı hareket etmek üzere Halil'in İran'a ve Cemal Paşa'nın Afganistan'a geçmesi kararlaştırılmış ve bu suretle hareket olunmuştur.
Bu sırada Cemal paşa tarafından zatı alinize yazılan mektuba Mülazım İbrahim Efendi'nin vurudiyle gerek Halil'in ve gerekse Cemal Paşa'nın Anadolu hesabına bir şey yapmalarını emretmişsiniz. Bunun üzerine tabii onlar belki vakitsiz olmakla beraber bu arzunuza tevkifi hareketi muvafık görmüşler ve Anadolu'ya resmen merbut olmayarak yardım ve maksada hizmet etmişlerdir.

3 Ben geldiğim zaman Bekir Sami Bey rüfekasını buldum. İki aydan beri Moskova'da bulunuyorlardı. Ben arzunuzu haber alınca Çiçerin'in sualine karşı resmen bir vazifem olmadığını, yalnız her suretle Anadolu'ya yardım edilmesine taraftar olduğumu söyledim. Bekir Sami Bey'in arzusu üzerine yalnız bir kere Çiçerin'e Anadolu Hükümeti taraftarı olduğunu göstermek için beraberce gittim. Sonra da aynı arzu üzerine yalnız arkadaşların hususi müzakeresinde bulundum. Ruslar henüz müzakereye bile başlamamışlardı. Çünkü Yusuf Kemal Bey biraderimize, bunlar Anadolu'nun komünist olmasını isteyecekler dedim.
Ben hususi olarak Berlin'de hapishanede çalıştığımız Radek ve diğer rüesa ile işin bir an evvel halline çalıştım. Nihayet müzakere başladı. Yusuf Kemal Bey biraderimizin zannı gibi Bolşeviklik de teklif edilmedi.

Maddi yardıma gelince; Bunda ne verirlerse alınmasını prensibinin takip edilmesinin muvafık olacağı, böylece Anadolu'nun Rusya'dan bir şeyler geliyor diye, kuvveyi maneviyyesinin artacağı ve Avrupa'da, Anadolu Bolşeviklerle anlaştı diye bizi daha kuvvetli ve mehip göreceğini bildiğiniz ilk maddi anlaşmaya çalıştım. Fakat ben hiçbir vakit resmen Anadolu namına hareket etmedim. Sonra Bakü'ye geldiğimde değil, yalnız ve Türkiye'de ve bütün İslam memleketlerinde derhal aksi tesiri görüleceğine ve böylece İngilizlere yardım edileceğine kani olduğumdan Türkiye ve şarkın Bolşevizm taraftarı olmadığını alenen kongrede söylediğim gibi, Anadolu halkının menfaatine daha muvafık ve cidden ezilen halkı düşünür bir idare esasına müstenit bir program ile Talat Bey ve diğer bir iki arkadaşın Anadolu'ya geçmesine karar verdik.

Şimdi bugün bu açıklıklara rağmen, siz karşımızda bir hasmımız varmış gibi hareket ediyorsunuz. Evvelce de dediğim gibi ben ve arkadaşlarım yalnız öteden beri takip ettiğimiz siyaset, memleketin ve Türk Milletinin salahı emelini güdüyoruz. Bununla beraber memleketin halka müstenit ve cidden onun menfaati düşünülerek onlarla çalışmaya taraftarız.

Beni eğer zatı alinize rakip telakki ediyorsanız, yanılıyorsunuz, bu aklımdan geçmemiştir. Bizce memleketin kurtuluşu esastır. Değil bunu sizin gibi uzun seneler beraber çalıştığımız bir arkadaş, belki Ferit paşa gibi ihtiyar bir herif yapabilseydi ona bile hürmet eder ve muvaffakiyetine yardım ederdim. Cenabı Hakkın şimdiye kadar size yaver kıldığı talihinize biz de hürmet ederiz. İktidarınızı bundan evvel takdir ettiğimden Harbiye Nezaretini ve ondan evvelki hareketlerimle de belli olduğundan, buna dair fazlaca bir şey söyleyemem. Yalnız bir ricam var. Tekebbüre kapılmayınız!.. Sizi cidden seven bir arkadaş gibi rica ediyorum. Senin muvaffakiyetin Anadolu'nun muvaffakiyeti demektir. Fakat eğer siz şimdiden şiddetli davranırsanız, korkarım hayırlı neticeler vermez. Millet Sultan Hamit zamanındaki millet değildir. Artık tahakküme dayanamaz.

Bak! Seni bütün arkadaşlarım namına temin ederim ki, bizim hiçbir mevkide ve memuriyette gözümüz yoktur. Bana gelince, ben bir ideal takip edeceğim, o da İslam'ı ezen Avrupalılar ile pençeleşmek için bütün Müslüman ve Türkleri harekete geçirmektir. Başta Türkiye olmak üzere kurtarmaya çalıştığımız İslam alemi için faydamız ve belki de tehlike olduğunu hissettiğimiz anda memlekete geleceğiz... İşte bu kadar.

Şimdi, ben kemali hürmetle gözlerinden öper, Cenabı Hak'tan senin için yücelikler, İslam'a ve vatana nâfii büyük, büyük muvaffakiyetlere dilerim.

ENVER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder