29 Ocak 2012 Pazar

CARIYELER VE ESIRPAZARI I

Bu yaziyi DÜSÜNMEK VE PAYLASMAK blogundan izinle almis bulunmaktayim; yine benim gibi paylasmak isteyenler lütfen blog sahibinden izin alarak yayinlasinlar.

 

 

CARİYELER VE ESİR PAZARI I


Yazan:
İbrahim Hakkı KONYALI
Köleliğin tarihi beşeriyet kadar eskidir. İptidaî heyeti içtimaiyelerde insan çalışma zaruretini ve mecburiyetini hissettiği gün, yorgunluk ve meşakkat veren bu işi kendinden daha zayıfına gördürmeyi düşünmüştür. İşte köleliğin  tohumu, böylece atılmış ve daha sonra mağlûp ve zayıf insanlar tabiî hürriyetlerinden mahrum edilerek alınır, satılır  metâ haline konulmuşlardır.
CARİYELER VE ESİR PAZARI

 İlk çağlarda fırsat bulunca düşmanını öldüren ferdler veyahud ordular; sonra bunları diri  diri yakalıyarak çalıştırmak için boyunlarına kölelik zincirini vurmuşlardır. Eski devirlerde çeşidli milletlerin kölelere  karşı aldıkları vaziyet başka başkadır. Mısırlılarda köle bir iş âleti sayılırdı. Aynı zamanda da süs ve azamet ifade ederdi.Mısır saraylarında köle ihtişamın bir remzi olarak kabul edilirdi. Köleler devletin âmme hizmetinde kullanılan malları idi, şiddetli muameleye maruz kalırlardı.


Hindlilerin MANO kanunu kölelere karşı pek insafsızdı. Bir köle BRAHMEN'e söverse cezası dilini dibinden koparmaktı. İstihza ederse on parmak uzunluğundaki bir hançer ateşte kızdırılarak kölenin ağzına sokulurdu. Köle bir Hindlinin vazifelerine karışırsa hükümdar ağzına, kulaklarina kaynar zeytin yağı akıtırdı. Hırsızlık yapan esir yakıldığı gibi bir BRAHMEN'i* döven köle de diri diri şişe geçirilerek kebab gibi kızartılırdı.

Asur'lular köleyi saraylarının ve evlerinin süs eşyası gibi kabul ederlerdi.(1) Milâddan 2430 yıl önce hükümdarlık eden HAMURABİ'nin koyduğu kanunda köleler hakkında bir çok hükümler vardır. Bu ka nuna göre borçlu alacaklısına karısını ve çocuklarını en çok dört seneye kadar köle olarak verebilirdi. Bir köle haksız olarak köleliğini inkâr ederse bir kulağı kesilirdi (2).

İranlılar(Persler) köleleri çoban yaparlar ziynet ve ihtişam malzemesi olarak da kullanırlardı.

Ermeniler ENATİS mabedinde dişi köleleri ilâhî fuhşa âlet yaparlardı. Bu kızgın ilâhe adına altı ayda bir yapılan bayramlarda on binlerce körpe kızoğlan kızın eteklerini kirletmeyi en büyük bir ibâdet sayarlardı. Bayram törenlerinde bütün kızların ırzı her çeşid erkeğe mübah kılınmıştı.Kapadokya'da da KOMANA mâbedinde köle kadınlar ve kızlar ayni şekilde mukaddes fuhşa tahsis edilirlerdi.

Eski Türklerle Çinliler ve İbrânîlerde köleler daha insanca muamele görürlerdi. 

Yunanlılarda kölelere değirmen taşı çevirtmek gibi ağır işler verilirdi. Efendisinin sözünü dinlemiyen kölenin alnına kızgın demirle damga vurulurdu.
Bir dişi köle satılırken kusurlu ve noksanlı olup olmadığı görülebilmek için çırılçıplak soyularak alıcıların tetkikine arzedilirdi.

Romada köle arttırma ile alınıp satılan bir metâ idi. Köleler esir pazarlarında yüksek bir taşın üstüne çıkarılarak teşhir edilirdi. Bir dişi köle satılırken kusurlu ve noksanlı olup olmadığı görülebilmek için çırılçıplak soyularak alıcıların tetkikine arzedilirdi. Bu usul bazı tâdillerle Şarkda ve İslâm dünyasında da tatbik ediliyordu. Roma kanunları kölenin sahibi için mutlak bir hâkimiyet tanırdı. Köle için en hafif ceza ayaklarına ve ellerine kalın bukağı1ar takarak her türlü işkence altında sapana koşmak ve tarla sürmekti. Suçlu köleleri ellerinden asarak ayaklarına ağır şeyler bağlamak da Romalıların tatbik ettikleri cezalardandı.

(1)    Er-Rıkku fil-İslâm. Sahife 27.

(2)    Hamurabi Kanunu. Sahife 36 ve 64

*1-Hint kast sisteminde din adamları sınıfına verilen ad. 2-Brahman, Hint felsefesi geleneğinde, hem içkin hem de aşkın olan, hem evrende ve hem de kendisinde varolan en yüksek varlığa kendisiyle birleşmenin nihai ve en yüksek hedef olarak addedildiği dünya ruhudur. 3-Hindistan kökenli ve hörgüçleri olan bir çeşit etçi sığır ırkıdır. gri ve kırmızı olarak iki ana renk hakimdir. sinekleri, dış parazitleri ve sıcağı çok iyi tolere eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder