TÜRK GELIN (7)
Pervin, bu ayaklari titreten ucusunu atlatmistir. Ama kendi
ailesinden baskasina bahsetmez; muhtemelen sevinecekleri icin.
Bu kurban bayraminda olanlari da Almanya´daki nisanlisi
Önder´e bahsetmez; cünkü hem annesinin hem de babasinin bu denli asagilayici
davranacagina inanmayacaktir.
Aradan 1-2 ay gecmis ve nihayet Önder kisa bir izin icin
Türkiye´ye gelmistir.Bir gün kendisi“
bana söyleyecegin bir sey var mi? „ diye sorar. Pervin ise“ ne duymak
istiyorsun? „ diye ayri bir soru ile cevap verir. Bunun üzerine Önder kurban bayraminda ailesini bir iki tanidikla ziyarete gelmis olan
arkadasi Semseddin´in kendisine kurban bayrami ziyaretlerinde olanlari
anlattigini ve aynen su cümleleri kullandigini söyler:“ Ulan oglum sen acayip
sansli birisin. Bizimkilerden bir kiz olsa o cay tepsisini babanin kafasina
firlatir, anneni de sacindan tuttugu gibi yerlerde sürürdü. Bu kiz yüzünden
okunan öfkesine ragmen kendini tuttu, hepimiz cok takdir ettik „ demistir. Pervin bunu duyduguna sasirmistir cünkü Semseddin´le hic anlasamazlardi.
Bundan dolayi Önder Pervin´e tesekkür edip, özür diler.
Önder annesinin bu tavrinin, onu cok sevdiginden kaynaklandigina bagliyordur. Pervin, "ya peki baban neden böyle davraniyor? Kusura bakma ama her zaman onlarin bu
sekildeki cahilce hareketlerine her zaman büyüklük göstererek sabretmek zorunda
degilim „ der. Önder, zaten babasiyla iyi bir münasebet icinde olamadiklarini
devamli ticaret bahanesiyle aileyi birakip aylarca gittigini, tüm sorumlulugu kac yildir
Önder´in omzuna yiktigini, annesinin ise bu oglunun desteginin kaybolacagini
zannettigi icin böyle davrandigini söylemektedir.
Evlilik karari almadan önce Önder ailesinin Türkiye´ye kadar
olan hikayesini ve kendisinin cocuklugunu söyle özetlemistir, Pervin´e.
Cin´de Mao
yönetiminin hakim oldugu bir devirdir. Önder´in babasi genc bir
doktordur. Bir toplanti sirasinda“ biz Türküz Türkce konusmamiz lazim „demesi
ve o dönemlerde üniformaya benzeyen tek tip kiyafetin giyildigi Cin´de
kiyafetini bir de ütüleyerek giydigi icin burjuvazilik ve irkcilik yaptigi
gerekcesiyle 8 yil hapis cezasina carptirilir. Ayni sekilde diger kardesi de 10
yil calisma cezasina ( yani kürek mahkumluguna) carptirilir. Bu siralarda daha
yeni evlidirler Önder´in anne ve babasi.
Pervin´hikayenin bundan sonraki kisminida kayinvalidesinin
agzindan da birkac kez dinlemistir. Onun da anlatimina göre:
Kayinvalidesi daha 15 yasindadir.Anne ve babasini kücük yasta kaybetmistir, ona ve kücük üvey oglan
kardesine cok yasli olan kendi anneannesi bakmaktadir. Kadincagiz, cok yasli
oldugu icin kendisini hic evlenmek istememesine ragmen, zorla bu sülaleden
zengin ve taninmis ailenin ogluyla evlendirmistir. Bir kac ay sonrasinda genc kiz olan kayinvalidesi hamile kalmis ve genc doktor esi dehapse girmistir.
Kayinvalide, Önder´i dogurduktan sonra orta okula devam
ettigini, sadece emzirmek icin teneffüs arsinda eve geri geldigini ve ne cok
utandigini, defalarca ifade etmistir.
“ Daha cocuk bakimindan anlamayacak kadar kücüktüm, o
yüzden bebegime büyük görümcem bakardi,
ben arkadaslarimla oynardim. „ diye bahseder. Hakikaten de Önder´le ilgili pek
bir bebeklik ve cocukluk hatirasi yoktur annesinin. Pervin´in bebek Önder´in
neler yaptigina iliskin sorulari“ ben hatirlayamiyorum halasi bilir „ cevabina sasirmasina karsin anlamaya
calismisti onu. Güzel ya da hos bir
duygu olmasa gerek. Insanin cocuklugu elinden alindigi icin kendi cocugunu bile
sevememesi, zoraki bir alakasinin olmasi ne garip diye düsünür Pervin icinden.
Önder ise ilk hatirlayabildigi cocukluk anilarindan
bahsederken amcasiyla ilgili kisminda hep gözleri isildardi ve onu ne cok sevdigi hemen belli olurdu.
Önder amcasinin da 10 yil kürek mahkumluguna carptirildigini
ve hep sirtinda minik Önder´le calismaya gittigini hatta o calisirken
kaybolmasin, basina bir sey gelmesin diye onu bir agaca bagladigini, dinlenmek
icin yanina geldiginde birlikte yedikleri yemegin ne de tatli oldugunun hala hatirinda oldugunu ve
onunla hep oynayip güldürdügünü anlatmaktadir. Bu yüzden amcasina baba,
halasina anne, kendi babasina agabeyi, annesine ise abla dedigini ve bir müddette gercekten öyle zannettigini söyler. Dedesinin onu cok simarttigini
ve cok sevdigini anlatmisti. Babasi hapiste oldugundan ona bütün aile özel
ihtimam göstermis ve bir dedigi iki edilmemistir. Bütün torunlarin oldugu koca
evde, yemekte bir tek dedesinin onu yanina oturabildigini gururla ifade eder. Önder
dedesinden su sözlerle bahseder: sehirde cok taninan bir zat oldugunu, Mao devriminden
önce cok zengin oldugunu, hatta koca bir arsa üzerinde 3 ayri misafir evi ve
calisanlarin kaldigi evlerinin de bulundugundan bahseder. Devrimden sonra buranin
sadece kücük bir bahceyle bir evin kendilerine verildigini, kalanina devletin el
koydugunu ögrenir Pervin anlatilanlarla.
Pervin, bu hikayeyi biraz aciyarak, biraz onlari anlamaya
calisarak dinlemistir hep.
Önder, hele de babasindan bahsederken su ifadeleri kullanir:
Zaten tavrindan da ondan bahsetmekten hoslanmadigi, bir kere de olsa bahsetmesi gerektigi icin anlattigi bellidir.“Babami cocukken hic sevmezdim; cünkü 8 yasindan sonra bir adam cikti, durmadan bagiran cagiran, bana hep yasaklar koyan, sinirli biri. Bir de bana dediler bu senin baban sözüne itaat edeceksin. Tamam, iyi, anladim da, o yüzden onu hic sevemedim , galiba o da beni sevemedi. Böyle tuhaf bir iliskimiz var o sebepten; sadece abgabey diyebildim kendisine der.
Zaten tavrindan da ondan bahsetmekten hoslanmadigi, bir kere de olsa bahsetmesi gerektigi icin anlattigi bellidir.“Babami cocukken hic sevmezdim; cünkü 8 yasindan sonra bir adam cikti, durmadan bagiran cagiran, bana hep yasaklar koyan, sinirli biri. Bir de bana dediler bu senin baban sözüne itaat edeceksin. Tamam, iyi, anladim da, o yüzden onu hic sevemedim , galiba o da beni sevemedi. Böyle tuhaf bir iliskimiz var o sebepten; sadece abgabey diyebildim kendisine der.
Gercekten de Pervin, hep saskinlikla seyretmistir evde tüm
kardesleri anne babasina anne ve baba derken o, abla ve agabey diye hitap
ediyordu.
Herneyse, Önder babasi
gibi doktor olan halasinin kendisine o isinin arasinda dahi, kendi cocuklarindan
bile daha iyi baktigini, annesinin kendisiyle pek ilgilenmedigini anlatir.
Önder , Pervin´e Cin´den nasil ayrilabildiklerini ise söyle
hikaye etmistir:
Bir gün eve
bir Sive gelmistir.( Bunlar da Cin´deki azinlik halklardan birisidir ve
genellikle devlet dairelerinde ve yüksekce kademelerde calisirlar, aralarinda cok
okuyan ciktigi icin) Bu adam sonradan ögrendigine göre...
Yazınızı okurken geçmişin yaşanmışlıklarını ve acılarını düşündüm. Bir topluma yapılanların bu kadar acımasız olması insan hakları bağlamında kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. İnsanların varlıklarını ellerinden almak, onları düşüncelerinden ve yaşam tarzlarından dolayı sorgulamak, dahası mahkum ederek geleceğini ipotek altına almak büyük acıların, parçalanmışlıkların ve belirsizliklerin yaşanmasına neden olacaktır. İnsanlar ata yurdundan uzaklara savrulacak, hak etmedikleri olumsuz hayat tarzı ile yaşamlarına devam etmek durumunda kalacaklardır. Eşinizin ailesinin bu durumu üzücüdür. Lakin, bu üzücü durumları yaşamış, dahası mesleği doktor olan okumuş, aydın insanların Pervin'e karşı takındıkları tavır kabul edilebilir bir durum olmasa gerek. Davranışları diğer arkadaşınızın eşinize anlatması ile de mahkum edilmiştir anladığım kadarıyla. Hiç bir mazeretleri olmadan gelinlerine karşı takındıkları olumsuz durum onları mazur gösteremez. Umarım ileri ki günlerde, aylarda, yıllarda bu olumsuz davranışlarını olumluya çevirir, genç insanların yaşamlarını da evvelce kendilerinin yaşamlarını olumsuz yapanlar gibi olumsuz duruma sokmazlar.
YanıtlaSilEfendim maalesef her yorumuza beni bagislamanizi dileyerek baslamak zorunda kaldim cünkü herkesin yorumu bana bugün ulasti bir ay önceki yorumlar bile . Bloggerdeki bir sorun olmali. O yüzden her cevabi okuyusunuzda yeniledigim satirlara sasirmayin.Kiymetli yorumlarinizi duygulanarak okuyorum. Bana uzaklardan ulasan teselli eli gibisiniz. Inanin nezaket olsun diye söylemiyorum;cok degerli bana yorumlariniz.
SilTekrar hemen cevap yazamadigim icin üzgün oldugumu belirtmek istiyorum. Hürmetlerimle
Zor günler karmaşalar devam ediyor özellikle Pervin olmak üzere çevresinde...
YanıtlaSilMerakla okuyorum sonunda ne olacak ne zaman melek kanatlanacak diye ve düşünüyorum sürekli hayatta neden iyi olanlar ayçiçeğinin boyun eğdiği gibi acılara boyun eğmek zorundadır...
(Gündüz devamını okuyacağım son bölüme kadar,küçük bir ışıltı arayacağım Pervini ve beni/okuru mutlu edebilecek....)
Sevgili Mesut,cok tesekkür ederim,gösterdigin hissiyat icin.Pervin, melek midir, aycicegi midir ama sen gibi bir melegin blogumu ziyaret ettigi bir gercek? Sevgilerimle
Sil