TÜRK GELIN ( 6 )
Nihayet kurban bayrami olmustur. Pervin
bayram süresince istemese de nisanlisinin ailesiyle kalmaktadir
artik. Ilk defa da bu sebeple, onlardaki kurban bayrami
kutlamalarinin nasil oldugunu görmektedir. Kayinvalidesi bir iki gün
önceden tatli ve tuzlularin yapimina baslamisti. Masa o gün,
cesitli kuru yemis ve sekerlemelerle donatilmisti. Onlarin her önemli
davetlerinde yer alan olmazsa olmazi Sanza ( yün cilesi gibi
hamurdan yagda kizartilarak yapilan bir nevi cok uzun krakerler,
yapimi hayli zordur , genellikle iki kadin birarada yaparlar), digeri
Kak Belis (kuru kayisi ile yapilan cok lezzetli bir tatlidir ), Samsa
( kiymali , kimyon ve havuclu bir nevi pogaca ) yer almaktaydi.
Bunlarin yanisira, iki kocaman özel tabakta onlarin meshur etli ve
havuclu pilavi ve koca koca haslanmis etler masada yerlerini almisti
ziyaretciler icin.
Cok degisikti hersey Pervin icin.
Sabahin ilk saatleriyle gruplar halinde erkekler geliyor hep birlikte
masaya ve koltuklari dolduruyor; masadaki yemekler yeniyor sonra cay
fasli basliyor ve yemegi yiyen kalkiyor, sonra ne okuduklari tam
anlasilamayan sanki alel acele okunmus bir dua ve elleriyle yüz ve
sakallarinin sivazlanmasiyla ayriliyorlardi evden. Aradan cok
gecmiyordu yeni bir grup ve onlarla bosalan tabaklar yeniden dolup
bosaliyordu. Tabii güzel bir seydi bir evin ziyaretcisinin bu denli
cok olmasi. Pervin´i esas huzursuz eden ayni gün ucusa yetismesi
gerekiyordu ve mutfakta hazirliklara yardim etmesi ve yemek yapimina
istirak ettiginden feci bir sekilde üzerinin yemek ve baharat
kokuyor olmasiydi.Iki saat sonra bir de hava alaninda olmasi
gerekiyordu.Misafirlerin bile önüne böyle cikmak istemedigi gibi
birde ucusa da böyle berbat sekilde gitmek zorunda kalacakti.
Pervin´in karsiladigi son misafirler
gelmisti. Iki yaslica bir bey ve birde nisanlisinin bir arkadasi
gelmisti bayramlasmak icin. Kayinpeder ve kayinvalide salonda
misafirlerle yerlerini aldilar ve kayinvalide daha onlar iceri girer
girmez sanki kizlari cay getiriyormus gibi iceride oturan kizina
seslenip Fatime cay eke ( cay getir ) diye seslendi. Zaten sabahtan
beri ocaktan inmeyen caydanliga Pervin yeni cay demleyip misafirlere
sunmak icin salona götürür. Gelen misafirler yasca kayinpederinden
kücük olduklari icin Pervin önce caylari ona sunar ve kaba bir ses
tonuyla onun Yak ( yok, istemiyorum ) hitabiyla irkilir. Belli
etmemeye calisarak misafirlere ve sonra kayinvalideye sunsa
kayinvalidenin de daha kaba bir ses tonu ve yüzünü de cevirerek
Yak cevabiyla cayi geri cevirir. Ses tonu o kadar sertti ki
misafirler bile rahatsizlik duymus saskin yüzüne bakmislar ve oda
da bir sessizlik olmustu. Pervin sesini cikarmadan odadan mutsuzca
ciksa elinde tepsiyle mutfaga dogru; kayinvalidesinin yine Fatime cay
eke diye seslenmesiyle odaya geri dönüp yine cayi götürse,
kayinvalidesi yine Yak der . Pervin cok sinirlense de misafirlerin
huzurunda tatsizlik olmasin diye sesini yine cikarmaz ve mutfaga
döner. Sonra iceri valizini almak icin yatak odasina girer ve yola
cikar ucusu icin. Ne varki kötü baslayan günü pek de iyi
gitmeyecektir.
Havalanina Londra ucusu icin gitmistir.
Aslinda normal bir ucustu her zamanki gibi. Sadece o gün özel olan
bashostesin ucuyor olmasi ve kabin memurlarinin hepsinin aslinda
kabin amiri olmalariydi. Pervin bu ucusunda bashostesin yaninda 4
numara olarak ucuyordu. Artik dönüs seferindeydiler Türkiye icin.
Yemek servisi henüz bitmisti ki, kokpitin isigi yanmis ve bashostes
saskin kokpite girer. Ciktiginda beti benzi atmistir. Pervin´e
isaret eder ve diger arkada görevli kizlara da telefon acarak acil
öne gelmelerini söyler. Hepsi toplandiginda, aglayarak ,sesi
titreyerek kaptanin söylediklerini iletir. Kaptan kokpitte yangin
alarminin oldugunu ve nereden bu sinyalin geldigini anlayamadiklarini
söylemistir. Kizlar derhal her yere bakin, yangin olan bir yer var
mi diye söyler.
Hepsi birden kostururlar galley deki
firinlara, bütün cöpleri dahi cikarip her yeri didik didik ederler
dakikalar icinde ama yok. Bu arada, ucus mühendisi hali altindaki
gizli delikten bagajlarin oldugu bölmeye inip orada tarama
yapmistir, bir yangin söz konusu mu diye, yine sonuc sifir. Ama
dügme hala yanmaya devam ediyordu ve bir yerlerde yangin oldugunu
isaret ediyordu.Kaptan, bashostesi tekrar yanina cagirmis ve
sonrasinda bütün ekibi kokpite toplamisti. Kizlar, galiba vedalasma
zamanimiz geldi dedi kaptan. Sansimiz varsa Zagreb´e ulasmaya
calisacagiz; havaalani kapanmadan, gerekirse gövde inisi yapacagiz,
hazirliklarinizi tamamlayin. Sadece 15 dakikalik yakitimiz var
dedi.Tabii daha önce basimiza birsey gelmezse diye de ilave eder.
Bunun üzerine herkes vedalasti, haklar helal edildi ve disari
cikildi kokpitten. Ufak bir üzüntü dalgasindan sonra herkes o gün
esas bashostese ve esine üzülüyordu. Ne tesadüftü ki, onlar ilk
defa birlikte ucuyorlardi ve 5 yaslarinda bir ogullarin vardi. Geri
herkes bekardi. Pervin ise evliydi güya da, kagit üzerinde. Zaten
ona bir sey olacak olsa, nisanlisinin ailesi herhalde tef
calacaklardi öyle görünüyordu. Pervin kisa bir süre ailesini
düsündü. Ama düsünceler sanki isik hizinda yol aliyordu
kafasinin icinde. Galiba ölecegi icin degil, annesi üzülecek diye
üzülüyordu. Cünkü, bir an her ucusa gidisinde mutlaka kapidan
gecirmeyi ihmal etmeyen, kendisini uzun uzun hayranlikla seyreden
annesi, hatta o taksiye binene kadar sogukta bile pencerede kendisini
bekleyen annesi.O an annesinin nasil iyi bir anne oldugunu daha iyi
idrak etmisti sanki. Cünkü, gece gec dönmesine ragmen saat kac
olursa olsun ,annesi mutlaka kalkar odadan cikar kizim karnin avmi
diye sorar öyle yatardi. Halbuki Pervin´in yemek yiyecek hali bile
olmadigi gibi cöplüge koysaniz orada uyuyacak yorgunlukta olurdu
cogu zaman.
Pervin, sonra derin bir nefes alir ve
mütemadiyen galleyin penceresinden bulutlara bakar son güzellikleri
kesfetmek istercesine. Sonra hep birlikte herkes icinden dualarini
okuduktan sonra ne yapmalari gerektigini düsünürler. Hepsinin
gözleri herseyden habersiz oturan yolculardadir. Son dakikalarini
nasil gecirmeleri en uygunu diye kisa bir mühayeleden sonra ucakta
ne var ne yok servis yapmaya kara verirler.
Hepsi en güzel gülücüklerini
takinip icecek servisine cikmislardir. Yolcular bile kemer isiklari
yanarken ki bu hale sasirmislardir.
Oysa onlar düsünmüslerdi. Nasil olsa
ölecegiz, hic olmazsa birileri mutlu ölsün, farkinda olmasin
demislerdi kendilerince.
Gerci korkulan olmamis kaptan Zagrep´e
basarili bir inis yapmis; ucakta gerekli kontroller yapildiktan sonra
geri dönülmüstü. Ama o günkü ekibin metanetli hali, hicbirinin
aslinda ölüm lafina bu kadar alisik olmadigi halde burunburuna
gelmeleri ve büyük bir teslimiyet icinde hareket edebilmelerini
cok takdir edici bulacakti Pervin, arkadaslarini da yillar sonrasinda
da. Pek cok insan aslnda bilmez ama; o süslü görünümleri altinda
hemen her hostes ucusa gitmeden önce boy abdestini alir ve her
kalkista, her iniste dua mutlaka okurlardi. Galiba bu sebepleydi
metanetli olabilmeleri; insan kendini zaten manen Allah adayinca
korkuda olmuyormus meger.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÖncelikle bu güzel yorumunuz ve alakaniz icin tesekkür ederim.Pervin zaten coktan pisman olmustur. Lakin kendi babasinin israrla, onlarin sana alismalari zaman alacaktir; sabretmelisin ve yine de saygida kusur etmemelisin. Hem kadin kalbinden rahatsiz gibi söylemleri. Sonrasinda kendisinin acikca bildigi gibi, eve geri dönüsünün olmadigi hususu Pervin´i direncsiz yapmistir.Önder´in de durumu farkli sayilmazdi aslinda. Ailesiyle ciddi konusmasi gerekirken bunu yapamamasi, aksine Pervin´e ne olur benim icin dayan buraya gelince hersey son bulacak diye iknaya calismasi bu gereksiz durumun daha cok yasanmasina sebebiyet vermistir. Pervin elbette cok sert tavir almistir sonraki bölümlerde okunacak. Yalniz birseyin gözardi edilmemesi gerek: yasananlar simdinin Türkiye´sinde degil bundan 24-25 sene öncesine aittir.Gerci kisaca özetlenirse ailesinin manen de olsa destegini hissedemedigi icin orada kiymeti olmamis ve yanlislar birbirini kovalamis,gereksiz yere kendinden cok özveride bulunmak zorunda kalmistir.Bu hikaye cok mutsuz bir hayat sürdükten sonra mutlulugu, ic huzuru nihayet nasil yakalayabildiginin hikayesidir. Bu arada merak ettiginiz üzere Önder Radyoda calismaktadir. Redaktördür ve sonraki yillarda cok da basarili ve meshur bir gazeteci olacaktir.
SilSevgi var miydi? Elbette vardi ama büyüklerin istediklerinde iki insanin saadetine mani olabildikleri bu hikaye de de sabit olacak.Efendim tekrar hürmetlerimi iletiyorum gösterdiginiz alaka icin.
Yorumu sildim. Çünkü biraz ağır kaçtığını düşündüm. Haddim olmayarak sorguladım. Bunun hata olduğunu fark ettim ve sildim. Sizin cevap vermenizle bir alakası yok inanın. Sadece o yorum biraz gereksizdi diye düşündüm. Yazı dizinizde sizi yalnız bırakmak istemem zaten doğru olmaz. Bir gerçeği yazıyorsunuz. Ders alınması gereken bir gerçek bu. O nedenle yazılarınızı ilgi ile takip etmekteyim. Bazen istemeden yorumlarım ağır kaçabiliyor. Bu özelliğimi aslında benimsemiyorum. Lakin varsa hatalar ve olmaması gerekenler ona da tepki vermekten kendimi alamıyorum. Başarılı bir anlatımınız var . Saygılarımı sunuyorum. Yaşamınızda size başarılar diliyorum.
SilYa offf. Yorumunuza bir cevap yazdım. Bloğa giriş yapmadan da tıkladım. Umarım kaydolmuştur. Yazılarınızı takip etmeye devam edeceğim.
Sililginç bir yazı olmuş..
YanıtlaSilTesekkür ederim Murat Bey
Silİnsan bazen farkında olmadan yaptığı yorumun yanlış olduğunu düşünür. Ben de sanırım yorumumda yanıldım. O nedenle silme gereğini duydum. Saygılar sunuyorum.
YanıtlaSilEfendim nezaket gösterip tekrar yorum yazmaniza memnun oldum.Agir kacacak bir durum yok. Iyi yazabilmeyi isteyen bunu yaparkende bazi gercekleri ifade etmek isteyen benim.
SilSu siralardaki cok yogun calisma tempom ve durmadan yasadigim internet arizalari hemen cevap yazmama mani oldugu gibi kendi blogumdan baskabir yere dahi bakamayacak oldum nerdeyse. Benim özürümü kabul edip yeniden blogumu ziyaretiniz icin tesekkür ederim. Hürmetlerimle
Anlayışınıza teşekkür eder saygılar sunarım. Elbette bloğunuzu ziyaret edeceğim. Zaten her an takip ettiğim bloğlar listesinde ekli sayfamda. Yoğun iş temponuzda size başarılar diliyorum.
SilTesekkür ederim efendim.
SilBu sefer ki bölüm ilginç olmuş ablacım...
YanıtlaSilAlakan icin cok tesekkür ederim, Mesutcugum.
SilSeri bir solukta okunacak kadar heyecan verici :) arkası yarın gibi :))
YanıtlaSilTesekkür ediyorum efendim bu sekilde degrlendirmenize. Bana cesaret verdiniz cünkü yazi isinde henüz acemiyim ögrenmeye calisiyorum yazarak. Blogumu ziyaret ederek incelik gösterdiniz. Hürmetlerimle
Sil