Insan ancak ruhuyla görür.Sabir ve zaman siddet ve öfkenin yapabileceginden cok daha is basarir.
17 Mart 2012 Cumartesi
YÜRÜYÜS YOLUM
Bugün 17. 03.2012 ve hava o kadar sicak ki neredeyse yaz geldi sanirsiniz. Yaklasik üc gündür burada havalar müthis diyebilirm.Tabii ben de büyük bir keyifle yazlari olan kosu ve yürüyüsüme de baslamis oldum. Fotograf makinamla baharin habercilerini kesfederken bulundugum köyünde güzel bir uygulamasini da sizlerle paylasmak istedim.
Her zaman düsünmüsümdür: Mehmet Akif´in " Bastigin yerleri toprak diyerek gecme tani! " cümlesi pek siir sözlerini hafizasinda tutamayan bana, hep hayranlik vermistir. Nasil derim hep, kücücük bir cümlede, bu kelimelerle neler neler anlatmis sair diye. Bugün, köyün bisiklet yolunu saga sola bakarak yürürken dedim ki; iste bu söze layik bir uygulama. Köyün kurulusundan bugüne önemli olaylarinin tarihlerle asikar edildigi ve güzel olani da bunlari burada yasayan insanlarin yapimindaki masraflari ayri ayri üstlenmeleri.O yüzden, taslar üzerinde bir de kücük plaka ile kimin bagisladigi yaziyor.
Mesela, bu taslarda sirasiyla:1945-46 Sürgüne gidenlerin memleketi,1930 Ilk Sürgünler sokagi, 1934 Ilk Banka subesi, 1927 Ilk Su hatti, 1930 köye Ilk Doktorun gelmesi, 1922-29 Isar kanalinin yapilisi, 1923 Ilk kilisenin yapilisi, 1809 En eski Parti kurulusu, 1909 Ilk Demiryolunun yapilisi, 1903 Leinthaler köprüsünün yapimi, 1908 Bataklik kurutulmasi, 1886 Tugla fabrikasi, 1889 Ilk Postahane, 1873 Ilk itfaiye, 1875 Okul yapimi, 1760-1830 Föhringer Günleri olarak yer almakta. Bu taslari özellikle de yürüyüs yolu boyunca yapilmis banklarin yanina koymuslar ki; dinlenmek icin oturanlar rahatca yanina gitmeden oturduklari yerden okuyabilsinler. Ben bir yabanci olsamda, benim cok hosuma gitti ve faydali buldum. Ayrica, bir seyleri daha cok yerinde buluyorum: bunlarin kücük köy ve kasabalarina gitseniz savaslarda kaybedilen isimsiz askerleri icin dikilen anitlari vardir. Bunlari ilgiyle seyreder takdir ederim. Cünkü hepsi isimsiz askerleri icindir. Ben bunun kendi ülkemde de olmasini isterim. Sadece mühim günlerde ya da yildönümlerinde degil, biz onlar sayesinde yasayanlar olarak, bunu yapmaliyiz diye düsünüyorum.Savastan nefret ediyor ve savaslarin yeryüzünden iletebed kalkmasini diliyorum. Cünkü, cocuklarimiz kolay büyümüyor. Birileri de gelip su veya bu sebepten cocugunuzu öldürüyor aman Allahim dehset verici bir sey. Hic kimsenin basina gelmemesini diliyorum. Baris icinde yasamak neden zor insan ogluna aklim almiyor dogrusu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Merhabalar,
YanıtlaSilYürüyüş Yolum başlıklı bloğunuzu da büyük bir keyifle ve zevk alarak okuum. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Evet her ülkenin tarihinde bir takım savaşları ve zor yılları olmuştur. Almanya'nın en yakın tarihte ikinci dünya savaşını gösterebiliriz. Dünya savaşlarından en çok ilgimi çeken bir savaştır. İkinci dünya savaşı ile ilgili çevrilmiş tüm filimleri izlerim. En çok ilgimi çekeni de Er Raynı Kurtarmak'tır.
Selam ve dualarımla.
Efendim yorumunuza tekrar tekrar tesekkür ederim. Benim aslinda bu kadar cok isimsiz askerlerden etkilenmemin sebebi var. Eski bir Normandiya veteraninin agzindan askerlik ve o ikinci dünya savasi sirasindaki olaylari ve anlatirken adamin yüzünde beliren aci, hüzün ,korku caresizlik en kötüsüde günlerce ac kaldiklarini anlatmasi. Hayatta kalbilmek icin 2 gün bir ölü askerin altinda yattigini anlatmasi. Almanlara Rusyadan gelip esir düsmesi Amerikalilarinda bunu Normandiya da yaralanana kadar savasa sürmeleri. Yani basina gelen pismis tavugun basina gelmemis seyleri duydugumdan. Bizler sansliyiz o günleri görmedik. Ben devlet adamlari yüzünden hayatini kaybeden anababa evlatlarina üzülüyorum hep o yasli amca gelir aklima bir bacagi ve bir kolunu kaybetmis daha 23ünde.
YanıtlaSilHarika bir anlatım. Gözleminiz müthiş. Bu yetenek sizde varda neden devamlı yazmıyorsunuz. Şarkı paylaşımlarınız da güzel bel ki. Videoları pek izlemem ben. Lakin düz yazı ile anlatımınıza hayran oldum. Bekliyorum. Benim için ayrı bir deneyim olacağına ve sizin anlatımınızdan etkileneceğime inanıyorum. Teşekkürler.Ve en önemlisi doğa ile iç içesiniz. İmrenmedim değil doğrusu.
YanıtlaSilEfendim, öncelikle bu güzel yorumunuz icin cok tesekkür ederim. Eger yetenek varsa sizden bulasmistir. Yazilarinizi hayranlikla okuyorum cünkü.Hatta size bir sey itiraf edeyim: Ben Faruk Nafiz Camlibel´in Han Duvarlari siirini cok severim.Sizin her yazinizla sanki o siirdeki at arabasina oturmus Anadolu´yu köy, kasaba gezen bir cocuk gibi hissediyorum kendimi.Inanin anlatimlarinizdan neredeyse oralarin kokusu bile burnuma gelecek.O kadar tasvirleriniz canli ki. Bu arada pek cok olmasada yazi denemelerim var genelde tercüme yapiyorum evde ama hic yayinlamadim. Ama sizin icin deneyecegim.Kritiginiz bana büyük bir ölcek olacaktir. Hürmetlerimle efendim.
YanıtlaSilAlmanyanın köyleri hep böyle ama :))
YanıtlaSilElbette Bolat Bey,hep bakimlidir cünkü insanlar rahatlarina konforlarina düskündürler.Lakin bu köy ciddi bambaskadir bazi bir dizi burada saymadigim özellikleri ve uygulamalari vardir ki bravo dedittiriyor insana.Sadece belediye degil yasayanlar fikir üretir dernekler araciligi ile herkes üstüne düseni yapar yaki üstlenir vs. Herneyse, lafi uzatmayayim tesekkürler yorumunuz icin.
SilÖncelikle bloğumu ziyaretiniz ve takipcim olmanızdan dolayı teşekkür eder mutluluğumu belirtmek isterim. Dünyaya erken geldiğimi düşünüyorum internet denilen şu mucizede böylesine güzel paylaşımları yaşayabildiğim için de çok mutluyum. Bambaşka bir alem. Yaşama, üretme, ve araştırma üçgeninde okumaya da zaman bulmaya çalışan biri olarak yazılarınız keyifle okudum.İfade biçiminiz ve akıcı diliniz övgüye değer. Yaşadığınız yer ve o yerin kıymetini bilen bir anlayışa imrenmemek mümkün değil. İleride güzel paylaşımlar yaşayacağımıza inanarak kaleminize yüreğinize sağlık diyorum.
YanıtlaSilEsen kalın
Efendim nazik yorumunuz icin tesekkür ederim.Haklisiniz biraz dünyaya erken gelmis olsak da ucundan teknik cagini yakalamamiz yine de büyük bir sans. Ben de öyle düsünüyorum uzaklar yakin oluyor, hem de paylasimlar araciligiyla o her bir insanin dünyalarina acilan pencereden ne harika ruhlara sahip oldugunun kesfi beni hayranliklara düsürüyor bazen. Ne yetenekli, ne degerli insanlara rastliyorsunuz görmeden. Güzel bir sey!Tekrar blogumu ziyaretinizden memnuniyetimi ifade etmek isterim.Esenlikler diliyorum.
SilYine keyifle okudum yazınızı ablacım...Kendime kızıyorum şu an neden daha önce bir kaç yazınızı okumadım diye,okusaydım dingin kafayla bir kaç yazınızı bu güzel üslubu keşfetmiş olacaktım...
YanıtlaSil---------------------------------------------
Anlattığınız orada yapılan uygulamarı çoğunu sizden öğreniyorum ve çok hoş buluyorum uygulamaları ablacım....
---------------------------------------------
Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerini bende severim insanı savaş yıllarındaymış gibi düşündürür iç sorgulama yaşatır insanda vatan milllet konusunda ve çok derin anlamları vardır.Unutmak,düşünmemek,etkisinde kalmamak mümkün mü Mehmet Akif Ersoy'u okuyup o mısraların havasını soluyup...
----------------------------------------------------------
Son cümlelerinizde insan oğlunu anlamıyorum demişsiniz bende anlamıyorum ''Aslında komik varlıklarız insanız insanoğlunu anlamıyoruz sadece,diğer tüm varlıkların bileşenine atomuna kadar biliyoruz;ama kendimizi bilmiyoruz-anlamıyoruz;bu da insanoğlunu aklı ve iradesinin kendisine yetersiz olduğunu kanıtı olsa gerek...
Saygılar ablacım...
-------------------------------------------------------
(Ablacım ben içimden geleni-geçeni samimi bir dille yorum olarak yazmaya çalışırım sizi kıracak bir şey yazarsam söylemenizi isterim..)
Ah Mesutcugum sen beni kirmazsin. Özellikle de istiyorum; sen icinden geldigi gibi yaz. Senin fikirlerine elestirilerine kiymet verdigimi biliyorsun. Sen ilerde meshur bir sair olacaksin ben de Allah nasip ederse görecegim.
SilInsanlara dair tespitin cok dogru. Herseyden önce, bir kendimizi ögrenmeliyiz,saygi duymaliyiz ki, pek cok olumsuzluklari el birligi ile yikalim. Cok tesekkürler güzel yorumun icin.