TÜRK GELIN ( 3 )
Pervin bir telefon konusmasi
sirasinda nihayet Önder´e bunu sorar:“ bu kiz kim ve özelligi
ne acik söyle „ diye. Anlasilan Önder bu soruyla hic
karsilasabilecegini tahmin etmemisti. Cevap vermeye bocaliyordu. Ne
mazeret uydursa daha da batiyordu. Pervin´in kararli ve desen
sorgusu üzerine, en nihayeti itirafta bulunur. O kizin aslinda onun
ilk sevgilisi oldugunu, ona Afganistan´da bulunduklari zamanda
deliler gibi asik oldugunu, hatta iki aile bunlarin evlenmelerini
garanti bile görmekteyken, kizin Türkiye´ye geldiginde tavrinin
degistigini, onu red ettigini hatta, cogu kez Önder´lerin artik maddi
durumlarinin yerinde olmamasindan dolayi onu tersledigini anlatir.
Ona neden anlatmadin, neden benim haberim yok bütün bunlardan dese,
Önder artik bir ifade etmiyor benim icin deyip; Pervin´i teskin
etmistir.Gerci Pervin ikna olmus görünsede, artik 3 kisilik bir
evliligin icinde bulundugu korkusu her yanini kaplamisti. Esi ona bu
kizdan bahsetmeyerek ilk itimatsizligi yapmisti. O telefon
konusmasinda esinin ses tonundan o kiza olan ilgisinin daha
bitmedigini, o kiz tarfindan red edildigi icin ikinci tercih oldugunu
kavramisti. Tüm kalbiyle dua ediyordu, keske kendisi yaniliyor, esi
dogru söylüyor, artik o kiza ilgisi olmamisini umuyordu.
Önder´in anlattiklarina
göre, kizin annesi kayinvalidenin cok samimi arkadasidir
Afganistan´dan beri, babalari kuzendir. Özellikle, kayinvalide
oglunun o kizla evlenmesi israrinda bulunmustur megerse.Yakinlarda,
kizin annesi bir kalp krizi sonucu hayatini kaybettiginden,
Kayinvalide daha da bir kiza acimakta, daha da üzerine düsmektedir.
Pervin tüm cesaretini
toplayarak Önder´e:“ eger senin icin bir sey ifade etmiyorsa o
kiz artik, annenle son derece acik konusmalisin „ ; cünkü onun
önünde bana karsi tavri hic de hos degil. Beni illahaki ya o kizin
yaninda yada o kizin kizkardesinin yaninda beni her sey icin bile
tersliyor der. Önder ilk kez Pervin´ e ve daha sonralarida yillarca
degismeyecek su cevabi verir: Benim annem ona acidigindan ona ilgi
gösteriyordur, benim annem seni azarlamaz, benim annem yapmaz öyle
sey.
Pervin artik evlenecegine
sevinemiyordu. Hangi birisine yansindi; vize icin daha dügün olmadan
nikahinin olmasina mi, bu yeni ögrendigi kiz meselesiyle artik 3
kisilik bir evlilik icinde olduguna mi, kendisinin kesinlikle
istenmedigi bir aileye mi gittigine, ona güvenini sarsmis bir kocasi
olacagina mi?Mutsuzlugun girdabinda idi; ama nasil cikmaliydi bu
girdaptan?Bosanmali miydi ama bu konuda babasinin durusu kat´i idi.
Mücadele etmeliydi ama nasil? Yoksa düzelirmiydi bu durum? Bosansa
nereye gidecekti. Büyük bir rezalet olacakti, en azindan kendi
ailesi yaninda yer almadigi gibi, o vakit ki Türkiye sartlarinda en
kötü bir secenekti. Artik bir sürü soru , bir sürü korku
kafasini allak bullak ediyor; adeta nefesi daraliyordu. Cok mutsuz,
cok huzursuzdu.Tek tesellisi cok sevdigi isi idi. Isinde bulundugu
saatlerde, en azindan bir nebze bunlari düsünemediginden
rahatliyordu. Ama ucak yere indiginde, Pervin yine kacamadigi
korkulariyla yine burun buruna geliyordu.
Pervin su ziyaretleri
yapmak istemese de, Önder´in "bizimkileri ziyaret etmeyi ihmal etme
babam memlekte Cin´de baslarinda kimse yok bir haber alip dur, bir seylere ihtiyaclari var mi?"
israri onu cileden cikariyordu. Bu iyi niyeti anlayacak insanlar
degildi muhatap oldugu ziyaretlerinde. Hele üzerinde üniformasiyla
gitmis olsa kayinvalide neredeyse yolacakmis gibi bakiyordu
kendisine. Istemiyordu gitmek, istenmedigi yere gitmek istemiyordu.
Neyse günler böyle
gececek; is yerindeki arkadaslarinin bazilari ucusa giderken
kendilerini almaya gelen servisten gördüklerinden artik Pervin´e
fikirlerini söyleyip;“ kizim evlenmek icin cok mu aradin bu
adamlari bu gecekondu gibi yerde oturuyorlar „ diye. Pervin ise "siz
de bir ülkeye yeni gitseniz o ülkenin villalarinda oturacak
degilsiniz ya" diye cevap veriyordu.
Ama esas bundan sonra;
Pervin icin her sey kötülesecekti ,düzelecegi yere. Cok
sürmeyecekti, anlayacakti artik, icindeki korkularin gerceklik
payinin oldugunu.
Üzücü bir durum. Umarım sonuçta Pervin mutluluğu mantığı ile vereceği kararla bulur. O günleri bırakın günümüzde dahi insanlar benzeri çıkmazın içinde bocalamakta, evlilikler görücü usülü ile yapılmakta, çocuk yaşta gelinler kendileri çocukken çocuk yetiştirmeye çabalamakta, döngü kadının geleceğini iyileştirme yerine daha da kötüye götürmektedir. Pervin gibi belli bir mevkiye gelmiş bir insanın bu kadar hırpalanmaya çalışılması cehalet değilse ya nedir? (Türk Gelin 2)'ye de yorum yazmıştım lakin kaydolmamış demek ki. Saygılar.
YanıtlaSilPervin evliligini yürütmek icin elinden gelen her cabayi sarfedecek.Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin hesabi. Ama bütün bunlara deyecek mi, cabalari; orasi mechul?
YanıtlaSilEfendim, yorumunuz bugün bilgisayarimda gözüktü o yüzden, simdi cevap yazabiliyorum. Ben de sebebini anlamadim. Yoksa sizden yorum gelir de ben yayinlamaz miyim? Hürmetlerimle
Ablacım anlatmışsınız ya gitmek istemediği yere zorla gidiyordu.Gökyüzünün boşluğundan özgürlüğünden uçağın her inişinde korkuları ve çevresindeki en yakınlarından gördüğü baskı kendisini boğuyor,hüzne sürüklüyor ve attığı imzayı düşünmeye yöneltiyordu...
YanıtlaSilBenim görüşümce insan hiç bir insana karşı aldığı-verdiği kararlarda ve uyguladığı davranışlarda asla ve asla kimseye bağımlı olmamalı en sevdiği insana dahi .İnsan sadece inancına ve vicdanına karşı sorumlu olmalıdır ...
İnsanlar arasında baskı değil istek ve rica doğrultusunda istekler yerine getirilmeli,lakin bu ne yazık ki günümüzde bile hayal olarak kalıyor;insan en sevdiği en değer verdiği insandan en ağır baskıyı görebiliyor hiç istemediği şeyleri yapmak zorunda kalabiliyor bu da özrgürlüğün olmazsa olmaz olduğunu düşünen Hayalcin'in için içler acısı bir durum...
Yanlışlar toplumuzda zincirleme yapmış durumda,iki ucu da birbirine bağlı olan çok güçlü yanlışlar ya zincir çürüyecek ya da yıllarca toplumun cehalet bataklığından kurtulması beklenecek bu zincirleme yanlışlardan-cehaletten toplumun kurtulması için...
Saygı ve sevgilerimle..
(Üç eşli acı bir parça öykü Ayşe KULİN'in Bir Gün isimli romanında da var tam üstüne denk geldi o kitabı okuyordum bu aralar...)
Evet sevgili Mesut özgürlük en büyük deger.Cok haklisin insan kendi vicdanina karsi sorumlu olmali. Lakin Pervin baska bir kusagin genc kizidir.Kati degerlerle yetistirilmistir. Simdinin gencleri ne de olsa daha rahatlar cünkü pek cok sey,ayni kalsada epey sey degismis durumda.Simdi Pervin bile eskiyi düsündügünde; neden baska türlü davranmadim diye kiziyorsa da, icinden biliyor, baska türlü yine de yapamazdi cünkü aileden saygili,terbiyeli davranmayi ögrenmisti, yapisinda yoktu.
SilYine de bu aci dolu yasanmisliklara ragmen seneler sonra onlari hayatina evinim getiren güzel tesadüfler olarak hatirliyor, onun verdigi gayretle pek cok seyi basarabilmeninde gururnu tasiyor. Tekrar sevgilerimi iletiyorum.