14 Nisan 2012 Cumartesi

TÜRK GELIN ( 3 )






TÜRK GELIN ( 3 )

Pervin bir telefon konusmasi sirasinda nihayet Önder´e bunu sorar:“ bu kiz kim ve özelligi ne acik söyle „ diye. Anlasilan Önder bu soruyla hic karsilasabilecegini tahmin etmemisti. Cevap vermeye bocaliyordu. Ne mazeret uydursa daha da batiyordu. Pervin´in kararli ve desen sorgusu üzerine, en nihayeti itirafta bulunur. O kizin aslinda onun ilk sevgilisi oldugunu, ona Afganistan´da bulunduklari zamanda deliler gibi asik oldugunu, hatta iki aile bunlarin evlenmelerini garanti bile görmekteyken, kizin Türkiye´ye geldiginde tavrinin degistigini, onu red ettigini hatta, cogu kez Önder´lerin artik maddi durumlarinin yerinde olmamasindan dolayi onu tersledigini anlatir. Ona neden anlatmadin, neden benim haberim yok bütün bunlardan dese, Önder artik bir ifade etmiyor benim icin deyip; Pervin´i teskin etmistir.Gerci Pervin ikna olmus görünsede, artik 3 kisilik bir evliligin icinde bulundugu korkusu her yanini kaplamisti. Esi ona bu kizdan bahsetmeyerek ilk itimatsizligi yapmisti. O telefon konusmasinda esinin ses tonundan o kiza olan ilgisinin daha bitmedigini, o kiz tarfindan red edildigi icin ikinci tercih oldugunu kavramisti. Tüm kalbiyle dua ediyordu, keske kendisi yaniliyor, esi dogru söylüyor, artik o kiza ilgisi olmamisini umuyordu.
Önder´in anlattiklarina göre, kizin annesi kayinvalidenin cok samimi arkadasidir Afganistan´dan beri, babalari kuzendir. Özellikle, kayinvalide oglunun o kizla evlenmesi israrinda bulunmustur megerse.Yakinlarda, kizin annesi bir kalp krizi sonucu hayatini kaybettiginden, Kayinvalide daha da bir kiza acimakta, daha da üzerine düsmektedir.
Pervin tüm cesaretini toplayarak Önder´e:“ eger senin icin bir sey ifade etmiyorsa o kiz artik, annenle son derece acik konusmalisin „ ; cünkü onun önünde bana karsi tavri hic de hos degil. Beni illahaki ya o kizin yaninda yada o kizin kizkardesinin yaninda beni her sey icin bile tersliyor der. Önder ilk kez Pervin´ e ve daha sonralarida yillarca degismeyecek su cevabi verir: Benim annem ona acidigindan ona ilgi gösteriyordur, benim annem seni azarlamaz, benim annem yapmaz öyle sey.
Pervin artik evlenecegine sevinemiyordu. Hangi birisine yansindi; vize icin daha dügün olmadan nikahinin olmasina mi, bu yeni ögrendigi kiz meselesiyle artik 3 kisilik bir evlilik icinde olduguna mi, kendisinin kesinlikle istenmedigi bir aileye mi gittigine, ona güvenini sarsmis bir kocasi olacagina mi?Mutsuzlugun girdabinda idi; ama nasil cikmaliydi bu girdaptan?Bosanmali miydi ama bu konuda babasinin durusu kat´i idi. Mücadele etmeliydi ama nasil? Yoksa düzelirmiydi bu durum? Bosansa nereye gidecekti. Büyük bir rezalet olacakti, en azindan kendi ailesi yaninda yer almadigi gibi, o vakit ki Türkiye sartlarinda en kötü bir secenekti. Artik bir sürü soru , bir sürü korku kafasini allak bullak ediyor; adeta nefesi daraliyordu. Cok mutsuz, cok huzursuzdu.Tek tesellisi cok sevdigi isi idi. Isinde bulundugu saatlerde, en azindan bir nebze bunlari düsünemediginden rahatliyordu. Ama ucak yere indiginde, Pervin yine kacamadigi korkulariyla yine burun buruna geliyordu.
Pervin su ziyaretleri yapmak istemese de, Önder´in "bizimkileri ziyaret etmeyi ihmal etme babam memlekte Cin´de  baslarinda kimse yok bir haber alip dur, bir seylere ihtiyaclari var mi?" israri onu cileden cikariyordu. Bu iyi niyeti anlayacak insanlar degildi muhatap oldugu ziyaretlerinde. Hele üzerinde üniformasiyla gitmis olsa kayinvalide neredeyse yolacakmis gibi bakiyordu kendisine. Istemiyordu gitmek, istenmedigi yere gitmek istemiyordu.
Neyse günler böyle gececek; is yerindeki arkadaslarinin bazilari ucusa giderken kendilerini almaya gelen servisten gördüklerinden artik Pervin´e fikirlerini söyleyip;“ kizim evlenmek icin cok mu aradin bu adamlari bu gecekondu gibi yerde oturuyorlar „ diye. Pervin ise "siz de bir ülkeye yeni gitseniz o ülkenin villalarinda oturacak degilsiniz ya" diye cevap veriyordu.
Ama esas bundan sonra; Pervin icin her sey kötülesecekti ,düzelecegi yere. Cok sürmeyecekti, anlayacakti artik, icindeki korkularin gerceklik payinin oldugunu.

4 yorum:

  1. Üzücü bir durum. Umarım sonuçta Pervin mutluluğu mantığı ile vereceği kararla bulur. O günleri bırakın günümüzde dahi insanlar benzeri çıkmazın içinde bocalamakta, evlilikler görücü usülü ile yapılmakta, çocuk yaşta gelinler kendileri çocukken çocuk yetiştirmeye çabalamakta, döngü kadının geleceğini iyileştirme yerine daha da kötüye götürmektedir. Pervin gibi belli bir mevkiye gelmiş bir insanın bu kadar hırpalanmaya çalışılması cehalet değilse ya nedir? (Türk Gelin 2)'ye de yorum yazmıştım lakin kaydolmamış demek ki. Saygılar.

    YanıtlaSil
  2. Pervin evliligini yürütmek icin elinden gelen her cabayi sarfedecek.Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin hesabi. Ama bütün bunlara deyecek mi, cabalari; orasi mechul?
    Efendim, yorumunuz bugün bilgisayarimda gözüktü o yüzden, simdi cevap yazabiliyorum. Ben de sebebini anlamadim. Yoksa sizden yorum gelir de ben yayinlamaz miyim? Hürmetlerimle

    YanıtlaSil
  3. Ablacım anlatmışsınız ya gitmek istemediği yere zorla gidiyordu.Gökyüzünün boşluğundan özgürlüğünden uçağın her inişinde korkuları ve çevresindeki en yakınlarından gördüğü baskı kendisini boğuyor,hüzne sürüklüyor ve attığı imzayı düşünmeye yöneltiyordu...

    Benim görüşümce insan hiç bir insana karşı aldığı-verdiği kararlarda ve uyguladığı davranışlarda asla ve asla kimseye bağımlı olmamalı en sevdiği insana dahi .İnsan sadece inancına ve vicdanına karşı sorumlu olmalıdır ...
    İnsanlar arasında baskı değil istek ve rica doğrultusunda istekler yerine getirilmeli,lakin bu ne yazık ki günümüzde bile hayal olarak kalıyor;insan en sevdiği en değer verdiği insandan en ağır baskıyı görebiliyor hiç istemediği şeyleri yapmak zorunda kalabiliyor bu da özrgürlüğün olmazsa olmaz olduğunu düşünen Hayalcin'in için içler acısı bir durum...

    Yanlışlar toplumuzda zincirleme yapmış durumda,iki ucu da birbirine bağlı olan çok güçlü yanlışlar ya zincir çürüyecek ya da yıllarca toplumun cehalet bataklığından kurtulması beklenecek bu zincirleme yanlışlardan-cehaletten toplumun kurtulması için...

    Saygı ve sevgilerimle..

    (Üç eşli acı bir parça öykü Ayşe KULİN'in Bir Gün isimli romanında da var tam üstüne denk geldi o kitabı okuyordum bu aralar...)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sevgili Mesut özgürlük en büyük deger.Cok haklisin insan kendi vicdanina karsi sorumlu olmali. Lakin Pervin baska bir kusagin genc kizidir.Kati degerlerle yetistirilmistir. Simdinin gencleri ne de olsa daha rahatlar cünkü pek cok sey,ayni kalsada epey sey degismis durumda.Simdi Pervin bile eskiyi düsündügünde; neden baska türlü davranmadim diye kiziyorsa da, icinden biliyor, baska türlü yine de yapamazdi cünkü aileden saygili,terbiyeli davranmayi ögrenmisti, yapisinda yoktu.
      Yine de bu aci dolu yasanmisliklara ragmen seneler sonra onlari hayatina evinim getiren güzel tesadüfler olarak hatirliyor, onun verdigi gayretle pek cok seyi basarabilmeninde gururnu tasiyor. Tekrar sevgilerimi iletiyorum.

      Sil