TÜRK GELIN ( 9 )
….....
Pervin, bu sayede simdilerde savas alani ve viran ülke
Afganistan´in o refah zamanlarindaki güzel yanlarini, bir yabancinin
gözlemlerinden ögrenir olmustu.Cok exotic bir hikaye gibi dinlemisti hep.
Afgan halkinin, fakir ama cömert bir halk oldugunu,maalesef
cogunun okumadigindan toplumun büyük bir kesimin cahil oldugunu, eskinin bazi
dogma adetlerinin yeni kabuledilebilirliklerle degistirilmesinin bu yöre halki
icin cok zor oldugu gibi, en güzel pilavin burada yenecegi, en güzel manzaranin
Celalbad sehrinin oldugunu, koca sehrin sanki o kerpicten yapili evlerinin
güllere bogulmus oldugunu,hatta sokaklarinda yürürken bile, gül kokusunun hakim
oldugu, cok güzel bir sehir oldugunu vb. bilgiler hafizasinda yillar sonra da olsa yer
etmisti.
Önder zaman zaman da olsa verdigi bu bilgilerle Pervin´in
hic görmedigi ve muhtemelen hic de göremeyecegi uzak diyar Afganistan´i
ögrenmisti.
Gerci, üniversitedeki tarih derslerinden biliyordu; oldukca
direnisci ve inatci bir milletti. Cok önceleri Ingilizlerle, sonra da Ruslarla
yürüttükleri mücadeleleri enteresandi, kisacasi cetin insanlardi. Ama cok da
azinlik problemlerinin yasandigi bir memleketti. Muhtemelen bu hususiyet ülkeyi
diger yabanci memleketlerin kolayca saldirisina davet cikariyordu. Cünkü
ögrendigi kadariyla, en önemli azinlik sunlardi:Hazareler ( bunlar aslen Mogol
olup, genelde kücük islerde ve hizmetli olarak calistiklarindan halk tarafindan
hor görülürlerdi), diger bi azinlik ise Pestunlardi( bunlar da daglik kesimlerde
yasadiklarindan ve de cogu okuma yazma dahi bilmediginden bir nevi barbar
muamelesi görüyordu.Bir de Pakistan asillilar vardi ki, onlara yerli Afgan
halki Dahl in cocuklari diye asagilayici bir de lakap takmislardi. Genelde
fakir olup et yerine cokca tahil yediklerinden.Cünkü dahl kuru bakliyat, tahil
demekti ve sefalet sembolü olarak görüldügünden.Tacikler ise onlarin elit
kesimi idi ve cogunlugu olusturuyordu.Bir de bunun yanisira Türkmen, Kirgiz, Kazak
gibi Türki halklarda bu azinliklar arasinda yerini almisti.
Gerci Pervin, bunu anlamak ta güclük cekiyordu. Insanlarin
sofralarindaki yemek bir tek onlari lgilendirirdi; neden di, o insanlari bu
yüzden horlamak, kücük görmek. Hem, insanlar daha iyi olduklari iddiasinda
iseler; neden onlari bu durumlardan azad edip, asaletlerini ispatlamiyorlardi.
Tabii bütün bunlar isin insani boyutu idi.
….... Artik, Önder´in babasi doktorlugunu icra etmeye
baslamisti. Büyükce bir ev tutmuslar ve bir odasini muayenehane haline
getirmisledi.. Annesi ise bir hastahanede ameliyathemsiresi olarak göreve
baslamisti. Kisa sürede aile maddeten kalkinmis,oldukca rahat bir hayat sürmelerine
ragmen Önder´in anne ve babasinin cokca sert kavgalari daha cocuk olan Önder´i
de babasina karsi daha da sogutmustu.
Önder, babasinin hastalarin o kadar cok oldugunu söylemisti,
ki daha hastalar eve geceden uzak dag köylerinden gelip kuyrukta
bekliyorlarmis. Hatta, Afgan
banknotlarinin cok büyük oldugundan günsonunda muayene ücretlerini eve canta
ile degil bavulla tasidiklari söylemisti. Babasi oldukca da üne sahip bir
doktor oluvermisti. Bu arada, artik Önder lise cagina gelmis orada Amerikan
kolejinde okuyan sansli sayili genclerden olmustu.
Bir gün
onun bir yorumunu Pervin, cok enteresan bulmustu. Afganistan´da degil
üniversite, okumus olmak dahi büyük bir meziyettir. Her yerde acayip bir saygi
görürsün diye.Onun icin biraz okuyan dahi hava basmak icin o uzun
kiyafetlerinin gögüs ceplerine birer tükenmez kalem koyar dolasirlar ki herkes
bilsin. Bu onlarda kravat gibidir; kalemin varsa itibar görürsün.Tuhafti ama
mutlaka ki gerceklik payi cok yüksekti ;cünkü, hala Türkiye´nin bile bazi
kesimlerinde bu davranis tarzina rastlamak mümkün.Cehaletin yüksek oldugu
toplumlarda bu dogaldi. Aslina bakarsaniz cehalet illaha da okuma yazma ile
olmuyor burasi tartismaya aciktir.Ne okumuslar var cahil kalan.
Afgan halkı fakir lakin onurludur. Afgan halkının yaşadığı benzer hayat şartlarında bir tek batlı ülke halkı hayata tutunamaz. Dağ, vadi ve çöl insanının kavruk yüzü eğer ki modern yaşam şartlarını da benimsemiş olsa inanıyorum ki yaşadıkları olumsuz koşulları iyiye çevireceklerdir. 1979 Sovyet işgâli ve sonrası yaşanan kargaşa ve savaş ortamı, ABD tarafından Sovyet varlığına karşı palazlandırılan Taliban...Molla Ömer liderliğindeki Taliban baskısı ve kültüre bakış açıları sonrası Bamyan'daki Buda heykellerinin havaya uçurulması...11 Eylül 2001 günü teröristlerin ABD'de gerçekleştirdikleri saldırılardan sonra dünya gündemine tekrar gelen Afganistan. Kısacası halen yaşanmakta olan müthiş bir kaos ortamı. Kız ve kadınlara karşı takınılan olumsuz tavırlar. Benzeri türlü yanlışlıklarla gözlerden uzaklaşamayan bir ülke ve ülkede yaşayan kime güveneceğini kestiremeyen bir halk. Ülkede son 30 yıldır nüfus sayımı dahi yapılamamıştır savaş ve kargaşa nedeniyle. Son sayım 1979 tarihlidir. Ülke insanının bir kısmı mülteci statüsüyle ve sor şartlarda Pakistan'da yaşamakta ve Swat Vadisi ile Himalaya eteklerinde ve vadilerinde yaşam mücadelesi vermekteler. Ülke nüfusu tam bir mozaiktir dediğiniz gibi. Peştunlar ya da Afganlar, Tacikler, Türkler, Hazaralar,Kafirler veya Nuriler, Ç araymaklar, Beluciler, Hindular ve Araplar...Yazınıza katkı olması dileğiyle bu bilgileri aktardım. Yazınızla var olma mücadelesi veren, lakin çok uluslu güçlerin kıskacından kurtulamayan, teknolojinin nimetlerinden yararlanıp halkı için kullanamayan bir ülke Afganistan...Anlatımınız çok içten ve güzeldi. Anlamlıydı.
YanıtlaSilTeşekkürler.
Saygılar.
Efendim, yazimin bu bölümünü hemen dikkate alip yorumlamaniz büyük incelik.Aslinda, baska bir yazi hazirlamis olmakla birlikte, bugün alelacele bu yaziyi kaleme aldim. Muhakkakki azinliklar olarak hepsini ifade edemedim.Pervin´in Afganistan hakkinda edindigi hatirladigi ilk bilgiler bu yönde oldugundan sadece kisa bilgi vermekle yetindim.Cok haklisiniz cok cefakar bir millet yasadiklari felaket yillardir sürmekte avam ifadesiyle yilan hikayesine dönmüs durumda.Tabii bugün yasamakta olduklari gözönünde bulundurulacak olursane zaman sona erer cileleri mechul. Pervin´in yazida dile getirmeye calistigi Afganistan 70´lerin sonu ve 80 ´lerin ortalarinin Afganistanidir. Bunu pek iyi ifade edememis olabilirim acemiligime maruz görün.Gerci sonraki bölümlerde belitecegim ama 1972 de pek cok acidan Türkiye´den ileri de olan Afganistan ( ki bu teshis Önder´in annesine aittir) bugün viran, insan acimiyor degil bu insanlik dramina. Sonsuz savaslar, ölen bir sürü canlar,bazen diyorum millet cözüm getirecegiz diyor; gercekten isteseler getirirlerdi. Demek kimse istemiyor,dünyanin pekcok yerinde benzer durumlarda oldugu gibi.Sonsuz hürmetlerimi iletiyorum her zamanki gibi.Meral Kanat Kum Tanesi
Silafganistan benim için filmlerde olan bir ülke sadece.
YanıtlaSil:)
sizin hayatınız da ilginç olmalı bu durumda.
yani ailenizde, ya da evlilik nedeniyle, afganistan ve almanya bağlantısı.
:)
yeni blogçuyum. siz eskisiniz bir de.
herşeye de ilginiz var. ne güzel.
:)
Saygideger deeptone hakkimda böyle düsünmenizle beni onure ettiniz. Hepimizin hayati ilginc aslinda ben sadece bir kac kismini gösterecek pencereler actim. Nazik yorumunuz icin tesekkür ederim.
SilSon cümlenizden hareketle:
YanıtlaSilNice insanlar var eli okuma yazma bilmeyen lakin ne okuyan ne de yazan.
Nice insanlar var okuma yazma bilen;ama cehalet kabuğunu zerre kadar çatlatamamış olan.
---------------------------------------------------------
Bu yazınız diğerlerinden biraz daha farklı idi Önder Beyin anlattığı hikayeyi anlatarak ve kendi ender bilgilerinizle Afgan halkını ve Afganistan'ı okura anlatmışsınız sade sıkmayan akıcı bir dille...
Bu konuda çok bilgilendim Afganistan ve Halkı....
Severek okuyorum yazılarınızı devamında neler olacak kurgulamadan bekliyorum...
Saygılarımla...
Sevgili Mesut,Önder´in hayatinda önemli bir dönem noktasi ve de tarih itibariyle okuyucu tarafindan simdinin Afganistan´i ile karistirilmamasi icin bu bölümü böyle islemeyi uygun gördüm. Hem insanlar genel de olsa bir bilgi sahibi olsun diye, orayi direkt görmüs, yasamis birinin agzindan anlatarak.
SilTesvik dolu yorumun icin ayriyetten tesekkür ederim.