TÜRK GELIN ( 12 )
…......Pervin´in arkadasi, havayollarindaki kurslarda
müstesnaligiyla Bashostesin dikkatini cekmisti. Bir gün ucus raporlarini sunmak
icin merkeze gittiginde, karsilastigi Bashostes kendi arkadasinin kurslardaki
en basarilisi ve kibari oldugunu söylemis, böyle birini önerdigi icin bir de kendisine
tesekkür etmistir. Hatta böyle giderse, galiba cok sürmeyecek yeni bir kabin
amirimiz olabilir diye Pervin´i onure eder.
Pervin´in ucuslari cok yogun ve arkadasi Füsun´un ise
kurslari sürmekte oldugundan, artik arkadasiyla irtibati kesilmistir. Ayni
görüsmenin bir hafta sonrasi kurs henüz bitmistir; yeni hostesler ilk ucuslarina
baslatilacaktir.Pervin ,Bashostesle konustuklari üzere, büyük bir hevesle
arkadasi Füsun´un ilk ucusuna refakat etmeyi beklemektedir. Planlanan ucusun
bir gün öncesinde yine ondan övgüyle bahseden Bashostesten, onun isten
cikarilamak zorunda kalinildigini ögrenir.“Neden? „ diye sorsa Füsun´un
beyaninin aksine evli oldugunu ögrendiklerini bu yüzden cok üzülsekte
cikarmalari gerektigini ifade eder.“ Senin haberin yok mu idi? „ sorusu üzere,
eveleneceklerini biliyordum ama su anki medeni halinden inanin haberim yok
der. Evet isin o kismini Füsun Pervin´den de saklamisti ama Pervin onu
anlayabilirdi.Cünkü Füsun´un esi,Türkiye´ye Sah rejimi yikilip, Humeyni´nin
Paris´teki sürgünden gelerek Iran´daki yönetimin basina gecmesi ve o kargasa
ortaminda kurulan devrim muhafizlarinin zulmünden kacan Iranli bir ögrenci
idi.Yani evlenmelerine o zamanki hukuk cercevesinde pek cok engel vardi.
Füsun´un anlattigina göre, Iran resmi nikahi, Türkiye ise imam nikahini kabul
etmiyordu.
…. Birgün, Füsun´un yapacagi ilk ucusun saati degisince,
Pervin baska bir ucus sebebiyle seferde oldugundan, havaalanindan
telefonla aranmis ve daha önce sefere hazir bulunmasi istenmistir. Ama Füsun´un
evde olamayisi, eve telefona esinin cikip muhtemel ki (arayan kisinin erkek
oldugundan) ben esiyim diye kendisini tanitmasiyla bütün inciri berbat etmistir. Böylelikle
Füsun basariyla bitirdigi kurstan, ilk ucusunu bile gerceklestiremeden isinden
ayrilmak zorunda kalmistir.
Pervin havayollarindaki yetkililerden onu, insani olarak
anlamalarina ragmen, hukuki kurallar geregi üzülerek bu karari aldiklarini
ögrenir. Yine de Füsun ´un bir talebi olmamasina ragmen, kendisine Certifika
verilmis ama adresten döndügü icin Pervin´e verilmistir; ona ulastirmasi
icin.Pervin önce adreslerinden tasindiklarini, sonradan onun annesiyle olan telefon
konusmasindan, Iranli esinden ayrildigini, ögretmenlik icin tayin de oldugunu;
onun artik kendileriyle bile görüsmeyi kestigini söyler. Bu sekilde, Pervin
,arkadasina da certifikasini da ulastiramaz ama hala aradan yirmi yili askin süre gecmesine karsin saklamaktadir.
O yüzden, Pervin cok ictenlikle su cümleleri
arkadasina söylemek istiyor:
“Canim arkadasim, Füsuncugum, hala isine yarar mi bilmem ama
emanetin hala bende. Oralarda bir yerlerde bu yazdiklarimi okuyorsan bana ulas
canim. „
Pervin, olayin böyle sonuclanmasina üzülmüstür. Cünkü ne
hayatlar vardi; neler nelere sebebiyet
veriyordu.
Bu arada, Pervin bir an evvel dügünün yapilip da kayinvalide
zulmünden kurtulmak icin vize islemleriyle ugrasmaya baslamistir. Ucmadigi
zamanlarda gerekli evraklari tedarik etmekle ugrasmaktadir.Belki simdilerde,
sartlar kolay idi ise vize icin, 24 sene öncesinin Türkiyesi icin istenen
sartlar daha kati idi. Insanlar, vize icin ta bir gün önceden kuyruga
giriyorlardi. Pervin de ta sabah 5 gidip de uyruga girse, konsoloslugun
gisesindeki memure onun evraklarini bile elinden almaya yanasmamis, kendisine
esinizin orada 8 yil calistigini gösteren bir belge getirmediginiz sürece
evrakinizi alamam, eksik deyip geri cevirmisti. Zaten, vizeler icin insanlardan
ev tapusu yada 40 bin DM gibi ücretler isteniyordu. Bunun üzerine, yakinda olan
havayollari binasina gitmis gözyaslari sel gibi akiyordu. Daha evlenmedigi
kocasinin yanina gidebilmesi icin, bir de 8 yillik bir belge isteniyordu ki, o belgeyi nasil alsinlardi, daha Önder oaraya gideli 4 ay oluyordu. Esi,
onlar icin bu sartin gecerli olmadigini, cünkü onun isci statüsünde olmadigini,
Radyodan bir fax gönderildigini söylese de memure o fax a bile bakma
tenezzülünde bulunmuyordu. Böylece tam 3 kez geri cevrilir. Is yerindekiler,
turist olarak gidip gelirsin sana kolaylik saglariz demislerdi; onlarda aciyorlardi artik. Hatta, Baskaptanpilotlari Pervin´in bu durumunu ögrendiginde,
Pervin ile Önderin hic olmazsa havaalaninda yarim saat görüsmelerini
temin etmisti. Artik istasyon müdürü
Ates Bey, her ucak indiginde daha kapi acilir acilmaz Pervin´i evraklarin
ardindan bir sepet gibi arabaya bindirir havalanindan iceri sokar,Önder ile
ikisine buradan sakin ayrilmayin 25 dakika sonra buradayim der ve giderdi.O
dakikalarin ardindan sonra yine nefes
nefese tekrar Istasyon Müdürüyle ucaga yetistirilirdi. Ilk zamanlar böyle iken
sonralari yaz sezonuyla konulan 2. Münih seferleri üzerine Sirketin sahibi ve
Baspilot Pervin´in 5. hostes olarak ucmasini öngörmüs ve böylelikle sabah
ucuslarinda ucaktan inip, aksam ucagiyla yedek olarak dönmeye baslamistir. Hala
güzel bir anidir Pervin icin; cünkü calistigi havayolu bile sanki babasinin
havayoluymus gibi kendisine yardimci
olmus, hatta dügünden sonra 3 aylik ücretsiz izinle Almanya´ya Önder´in yanina
gitmesine bile izin vermislerdir.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilPervin ve arkadaşı'nın yaşadıkları insanın içini sızlatıyor. İnsanlar hayatlarını idame ettirmek için güç bela buldukları işin "bürokratik" yaklaşımlarla ya da "yönerge"lerle heba olup gitmesi karşısında doğaldır ki üzüleceklerdir. Pervin'in "vize" sorununu çözememesi ise ayrı bir dram aslında. Çok şey de istememektedir. Tek isteği evleneceği insanın (ki bu doğal bir gereksinimdir) yanına gitmek istemektedir. Bürokrasi bir toplumun gelişmesinin önünde ki en büyük engellerden biridir.
YanıtlaSilKonutu çarpıcı bir anlatımla ve çok güzel bir şekilde ele almışsınız.
Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Saygılarla...
Efendim,güzel yorumunuzla beni yanliz birakmadiginiz icin tesekkür ederim.Evet, bürokrasiler,vizeler hala bir yerlerde, bir cok insanin hayatini güclestirmekte, icini burmaktadir.Gerci Füsun´un durumunda,sigorta ve ID Landing kartlarin cikarilmasinda pek cok hukuki ve cezai yaptirimlari agir olabilecek sorun olusacakti.
SilPervin,o vize kuyruklarinda insanimizin gördügü muamelelerle,kim ne derse desin, devletimizin de acizligine sahit olmustu.En mühim mesele bu idi.Hangi devlet vatandasini böyle ezdirtirdi. Vize konacaksa konsun ama talepler insafli olmaliydi.
Sizinde yüreginize ve kaleminize saglik. Hürmetler efendim.
Merhaba Kum Tanesi,
YanıtlaSilTurk Gelin dizisinin bugun hepsini birden okudum, hosuma gitti, devamini da bekliyorum :) Sevgiler
Sevgili cerenmus,nazik alakana ve kiymetli zamanini hikayem icin ayirmana tesekkür ederim.Kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum.
SilMerhaba efendim, öncelikle sizi kutluyorum. Çok güzel kaleminiz var, anlaşılır birr dilde naklediyorsunuz olayları.
YanıtlaSilPervinin azmi ve başarısı hem okumasını hem de gelecekteki mesliği hostesliği kazanmasını sağlıyor. Ama çok istediği arkadaşı Füsunun son anda bazı engeller (bence gereksiz insanlık dışı engeller) nedeniyle hostes olamaması Pervini üzüyor. Pervin okadar iyi sağlam bir arkadaş ki halen Füsunun sertifikasını saklamaktadır. Umarım Füsun bir şekilde bu yazı dizisini okur ve Pervinle görüşme olanağı bulur.
Pervin bir yandanda evlendiği eşi ile bir araya gelme sorunu yaşamasına rağmen güçlülüğünden ve kararlılığından ödün vermeden mücadelesine devam etmesi taktire şayandır, kendisini canı gönülden kutluyorum.. Pervinin bu gücüyle ve azmiyle bir çok sorunun altından kalkacağına eminim. Saygı ve sevgilerimle..
Efendim,tesvik ve övgü dolu yorumunuz icin tesekkür ederim.Pervin´inkisi güclülük mü bilinmez; ama is basa düsünce pasa daga düsünce, hesabi oldu galiba. Iyi temennileriniz bana daha sonraki yazilarimda güc verecek . Hürmetlerimle
Sil