ENVER PAŞA'DAN MUSTAFA KEMAL'E MEKTUP
"Anadolu Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine: 16 Temmuz 1921 Moskova"
Muhterem Paşam!
Yusuf Kemal ve Rıza Nur Beyler Moskova'da iken, Berlin'den avdetimde
gerek bunlara ve gerekse Ali Fuat Paşa biraderimize hariçteki mesaimizi
ve size yazdığım mektupta ve gönderdiğim nizamnamede ve programla da
izah ettiğim veçhile hariçteki tarzı mesainin memlekette bir fırkaya istinat etmesi lüzumunu bildirmiştim.
Bu sırada ise gerek Rus doktorları ve gerekse bizim doktorların
muayenesi neticesinde veremin başlamış olduğu, Halil Paşa'nın memlekete
gitmesi ve havası mutedil bir yerde oturması cümlece muvafık görülmüş,
bu sebeple hareket etmişti. Kendisinin hareketinden sonra gelen mektupla
ailesinin Taşkent'e gitmek üzere Trabzon'a geldiği, mamafih kendisi
oraya çağırıldığı, Fuat Paşa bir akşam Afgan Sefaretinde Halil Paşa'nın
Anadolu'dan gelecek iznini beklemesini söylemiş olduğunu anlatması
üzerine, anlayamadığım tuhaf bir vaziyet karşısında bulunduğumu
hissettim.
Halbuki size yazdığım telgrafa rağmen Avrupa'da
İttihat ve Terakki manevrası başladı diye üzerimize yükleniyorlar. Biz
buradan ve sonra da siz Bolşeviklerle münasebette bulundunuz diye,
memleketten çıkmasında ısrar edilmiş...O da ailesi geldikten sonra yola
çıkmıştır. Sonra bunu müteakip Küçük Talat Beyin tevkif ettirilerek
çıkarılmış olduğunu buraya gelince anladım. Biraderim Nuri Bey'in de
Erzurum'da kalebent edildiğini öğrendim. Her şeyi size açık bildirdiğim
halde akraba ve arkadaşlarımın bu muameleye maruz olmalarını doğru
bulmuyorum. Binaenaleyh size bir kere daha vaziyeti ber vechi ati izah
etmeyi muvafık buldum.
1- Memleketten çıkınca, ben Kafkasya'da
kalmalarını İzzet Paşa Kabinesi vasıtasıyla temin etmiş olduğum
kuvvetler yanına gitmek ve diğer arkadaşları hariçte bularak siyaseten
çalışmak ve dahildeki arkadaşlar üzerine düşmanlarımızın hücumunu kısmen
tahfif etmek için meclisi umumi kararıyla çıktıklarını biliyorsunuz.
2- Ben Kırım'da kalıp Kafkasya'ya geçmeye uğraştım. Birçok tehlikelere
rağmen muvaffak olamadım. Sonra Berlin'de bulunan arkadaşlar ile
görüşmek üzere Talat paşa merhumun arzusu üzerine oraya gittim.
Müzakereler neticesi o anda Anadolu'ya imdadın ancak Rusya'dan
geleceğini anlayarak Bahattin Şakir bey ile Rusya'ya hareket etmiştim.
Halbuki bir sene zarfında iki defa tutulup beş ay hapsedilmiş ve altı
defa tayyareden düşmek suretiyle nihayet Moskova'ya geldim.
Halbuki
son mahpusiyetim zamanında kararlaştırdığımız veçhile Moskova'ya başka
tarikle gelen Cemal Paşa ve arkadaşları bu sırada Moskova'ya gelmiş olan
Halil Paşa ile birlikte Anadolu'ya yapılacak yardımı temine
çalışmışlardır. Verilen karar bir taraftan bunu temin ile beraber
İngiltere'ye karşı hareket etmek üzere Halil'in İran'a ve Cemal Paşa'nın
Afganistan'a geçmesi kararlaştırılmış ve bu suretle hareket olunmuştur.
Bu sırada Cemal paşa tarafından zatı alinize yazılan mektuba Mülazım
İbrahim Efendi'nin vurudiyle gerek Halil'in ve gerekse Cemal Paşa'nın
Anadolu hesabına bir şey yapmalarını emretmişsiniz. Bunun üzerine tabii
onlar belki vakitsiz olmakla beraber bu arzunuza tevkifi hareketi
muvafık görmüşler ve Anadolu'ya resmen merbut olmayarak yardım ve
maksada hizmet etmişlerdir.
3 Ben geldiğim zaman Bekir Sami
Bey rüfekasını buldum. İki aydan beri Moskova'da bulunuyorlardı. Ben
arzunuzu haber alınca Çiçerin'in sualine karşı resmen bir vazifem
olmadığını, yalnız her suretle Anadolu'ya yardım edilmesine taraftar
olduğumu söyledim. Bekir Sami Bey'in arzusu üzerine yalnız bir kere
Çiçerin'e Anadolu Hükümeti taraftarı olduğunu göstermek için beraberce
gittim. Sonra da aynı arzu üzerine yalnız arkadaşların hususi
müzakeresinde bulundum. Ruslar henüz müzakereye bile başlamamışlardı.
Çünkü Yusuf Kemal Bey biraderimize, bunlar Anadolu'nun komünist olmasını
isteyecekler dedim.
Ben hususi olarak Berlin'de hapishanede
çalıştığımız Radek ve diğer rüesa ile işin bir an evvel halline
çalıştım. Nihayet müzakere başladı. Yusuf Kemal Bey biraderimizin zannı
gibi Bolşeviklik de teklif edilmedi.
Maddi yardıma gelince;
Bunda ne verirlerse alınmasını prensibinin takip edilmesinin muvafık
olacağı, böylece Anadolu'nun Rusya'dan bir şeyler geliyor diye, kuvveyi
maneviyyesinin artacağı ve Avrupa'da, Anadolu Bolşeviklerle anlaştı diye
bizi daha kuvvetli ve mehip göreceğini bildiğiniz ilk maddi anlaşmaya
çalıştım. Fakat ben hiçbir vakit resmen Anadolu namına hareket etmedim.
Sonra Bakü'ye geldiğimde değil, yalnız ve Türkiye'de ve bütün İslam
memleketlerinde derhal aksi tesiri görüleceğine ve böylece İngilizlere
yardım edileceğine kani olduğumdan Türkiye ve şarkın Bolşevizm taraftarı
olmadığını alenen kongrede söylediğim gibi, Anadolu halkının menfaatine
daha muvafık ve cidden ezilen halkı düşünür bir idare esasına müstenit
bir program ile Talat Bey ve diğer bir iki arkadaşın Anadolu'ya
geçmesine karar verdik.
Şimdi bugün bu açıklıklara rağmen, siz
karşımızda bir hasmımız varmış gibi hareket ediyorsunuz. Evvelce de
dediğim gibi ben ve arkadaşlarım yalnız öteden beri takip ettiğimiz
siyaset, memleketin ve Türk Milletinin salahı emelini güdüyoruz. Bununla
beraber memleketin halka müstenit ve cidden onun menfaati düşünülerek
onlarla çalışmaya taraftarız.
Beni eğer zatı alinize rakip
telakki ediyorsanız, yanılıyorsunuz, bu aklımdan geçmemiştir. Bizce
memleketin kurtuluşu esastır. Değil bunu sizin gibi uzun seneler beraber
çalıştığımız bir arkadaş, belki Ferit paşa gibi ihtiyar bir herif
yapabilseydi ona bile hürmet eder ve muvaffakiyetine yardım ederdim.
Cenabı Hakkın şimdiye kadar size yaver kıldığı talihinize biz de hürmet
ederiz. İktidarınızı bundan evvel takdir ettiğimden Harbiye Nezaretini
ve ondan evvelki hareketlerimle de belli olduğundan, buna dair fazlaca
bir şey söyleyemem. Yalnız bir ricam var. Tekebbüre kapılmayınız!.. Sizi
cidden seven bir arkadaş gibi rica ediyorum. Senin muvaffakiyetin
Anadolu'nun muvaffakiyeti demektir. Fakat eğer siz şimdiden şiddetli
davranırsanız, korkarım hayırlı neticeler vermez. Millet Sultan Hamit
zamanındaki millet değildir. Artık tahakküme dayanamaz.
Bak!
Seni bütün arkadaşlarım namına temin ederim ki, bizim hiçbir mevkide ve
memuriyette gözümüz yoktur. Bana gelince, ben bir ideal takip edeceğim, o
da İslam'ı ezen Avrupalılar ile pençeleşmek için bütün Müslüman ve
Türkleri harekete geçirmektir. Başta Türkiye olmak üzere kurtarmaya
çalıştığımız İslam alemi için faydamız ve belki de tehlike olduğunu
hissettiğimiz anda memlekete geleceğiz... İşte bu kadar.
Şimdi, ben kemali hürmetle gözlerinden öper, Cenabı Hak'tan senin için
yücelikler, İslam'a ve vatana nâfii büyük, büyük muvaffakiyetlere
dilerim.
ENVER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder